Sırpazan Karekin Bekçiyan’ı 21 Kasım 2024 sabahı kaybettik.
Sırpazan Hayr çok değerli bir Ruhani, çok değerli bir insandı.
Sırpazan Hayr Anadolu’nun dürüst, vefalı, çalışkan bir evladı idi.
Sırpazan Hayr Ermenilerin ve Türkiye’nin vicdanı idi.
“BENİM ALLAH’IM SEVGİDİR” diyordu.
Toprak çeker insanı! İstanbul’da doğdu ve İstanbul’da öldü! 15 Temmuz 2024 günü Almanya’dan İstanbul’a gelirken uçakta yaptığım söyleşide “Ben İstanbul’da doğdum, İstanbul’da ölmek isterim,” demişti.
Almanya’da Wetter Huzurevi’nde kaldığı günlerde çok yalnızlık çekiyordu. Huzurevinin en genci 82 yaşındaki Sırpazan Karekin Bekçiyan idi. Kaldığı katta yaşayanların hemen hemen hepsi ileri derece demans hastası idi. Wetter Huzurevi’nde sık sık Sırpazan Hayr’ı ziyaret ediyordum.
Sırpazan Hayr’ın gözleri çok az görüyordu. Fakat bilinci yerinde idi. Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın şerefine yazdığım kitaba “Benim Allah’ım Sevgidir” adını kendisi koymuştu. “Sayın Sırpazan Hayr, bu kitap çıkıncaya kadar ölmek yok!” demiştim. Gülmüş, “Ölmem, merak etme!” cevabını vermişti.
İyi ki onu İstanbul’a gitmeye ikna etmişiz. Almanya’dan ayrılması için tüm hukuki işlemleri Araksi Karanfiloğlu ile birlikte tamamladık.
15 Temmuz 2024 günü Araksi Karanfiloğlu ile birlikte İstanbul’a götürdük. Sırpazan Hayr’ı seven en yakın dostları Düsseldorf Havaalanı’nda Sırpazan Hayr’ı uğurladılar, İstanbul Havaalanı’nda dostları karşıladılar. Düsseldorf’tan İstanbul’a gelirken uçakta Sırpazan Hayr ile uzun bir söyleşi yaptım. Bu söyleşinin son söyleşi olacağını düşünmemiştim.
Söylemek istediğin en önemli söz
“Sayın Sırpazan Türkiye’deki ve dünyadaki insanlara söylemek istediğiniz en önemli söz nedir?” diye sordum. Aynen şu cevabı vermişti: “Ben insanlar arasında ayrım yapmam, bugüne kadar da yapmadım. Ben insanları sevdim. İnsanlara verdiğim sevgi bana büyüyerek, çoğalarak geri geldi. Benim Allah’ım sevgidir.”
Sırpazan Karekin Bekçiyan Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Huzurevi’nde 15 Temmuz 2024 günü, öğleden sonra sevgiyle, çiçeklerle karşılanmıştı. Çok mutlu idi. Herman Hintiryan, Vasken Barın, Vartanuş İşçi, Araksi Karanfiloğlu ile birlikte Sırpazan Hayr’ı odasına yerleştirdik. Çok mutlu idi. Ertesi gün ben Almanya’ya döndüm.
Sırpazan Karekin Bekçiyan’a telefonla ulaşamıyordum. Sırpazan hakkındaki bilgileri Vasken Barın’dan ve Vartanuş İşçi’den alıyordum. Bu arada Benim Allah’ım Sevgidir adlı kitabımı hızla yayına hazırlıyordum. Kitabım İstanbul’da Yeni Anadolu Yayınevi’nde basıldı ve yayınlandı.
Kitabımın çıktığı haberini Sırpazan Hayr’a Vasken Barın verdi. Sırpazan Karekin Bekçiyan bu haberi aldıktan iki gün sonra vefat etti. Bir vardı, bir yok oldu! İstanbul Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Huzurevi’nde 15 Temmuz 2024 günü gelmişti. 130 gün yaşadı ve 21 Kasım 2024 tarihinde ruhunu teslim etti! Cenaze töreni 26 Kasım 2024 günü yapıldı Acı haberi alır almaz cenaze törenine katılmak, son görevimi yapmak için İstanbul’a gitmeye karar verdim. Acele bilet buldum.
Dini cenaze töreni İstanbul Ermeni Patrikhanesi Meryem Ana Kilisesi’nde saat 10.00’da başlayacaktı. Bir saat önceden kiliseye vardım. Yanımda götürdüğüm Benim Allah’ım Sevgidir adlı kitabımı imzalayarak Sayın Patrik Hazretleri Sahak Maşalyan’a baş sağlığı dileklerimle birlikte takdim ettim. Diğer kitapları da cenaze törenine katılmak üzere gelmiş ve Sayın Patrik Hazretleri’nin yanında bulunan dini şahsiyetlere imzalayarak takdim ettim.
Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın cenaze merasimine Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan riyaset etti. Cenaze törenini Almanya Ermenileri Ruhani önderi Episkopos Serope Isahanyan yaptı. Böylece Sırpazan Karekin Bekçiyan için bir vefa örneği de vermiş oldu.
Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın naşı tabutun içinde getirildi. Tabutun üstü açıktı. Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın yüzünde mutluluk ve gülümseme vardı. Yanına vardım. Sessizce, kimselere duyurmadan “Ey Sevgili Sırpazan Karekin Bekçiyan, neden erken öldün? Seninle birlikte yapacak işlerimiz vardı, İstanbul’un tadını çıkaracaktık! Çok iyi bir insandın! Mekânın cennet olsun!” dedim. Tören sırasında Sevgili Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın yakınında durdum. Yanımda Vasken Barın ve Benim Allah’ım Sevgidir kitabımı yayınlayan Yeni Anadolu Yayınevi Sahibi İsa Karataş vardı. Törenin bir anında Meryem Ana Kilisesi’nin çatışındaki pencereden giren güneş ışıkları tam Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın yüzünü aydınlattı. Sanki Sırpazan Hayr’ın üzerine nur yağıyordu!
Sırpazan Karekin Bekçiyan Şişli Ermeni Mezarlığı’nda Patriklerin yanında toprağa verildi
Meryem Ana Kilisesi’ndeki özel dini törenden sonra törene katılanlar kimisi özel arabalarıyla, çoğunluğu da Şişli Belediyesi’nin sağladığı otobüslerle Kumkapı’dan Şişli Ermeni Mezarlığı’na gittiler. Ben Vasken Barın’ın arabasıyla Şişli Ermeni Mezarlığı’na gittim. Arabada Nubar Dinçöz de vardı. Yol boyunca Sırpazan Karekin Bekçiyan’dan, Tıbrevank’tan söz ettik, anılarımızı dile getirdik. Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın tabutu mezarlık kapısından mezarına kadar omuzlarda taşındı. Ben de Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın tabutuna bir süre omuz verme şerefini yaşadım.
Sayın Patrik Hazretleri Sahak Maşalyan tarafından Sırpazan Karekin Bekçiyan’a İstanbul Ermeni Patriklerinin anıt mezarlarının bulunduğu yerde bir mezar yeri verilmişti. Bu karar çok anlamlı idi. Sırpazan Karekin Bekçiyan İstanbul Patriği seçileceği zaman engellenmişti. Yaşarken ona patriklik verilmedi ama öldükten sonra İstanbul Ermeni Patriklerinin yanında, onlarla aynı hizada toprağa verildi.
Sırpazan Karekin Bekçiyan bedeni kefen içinde toprağa verildi. Sayın Patrik Hazretleri Sahak Maşalyan ve Almanya Ermenileri Ruhani önderi Episkopos Serope Isahanyan mezar başında idiler. Dualarını yaptılar.
Sayın Patrik Hazretleri Sahak Maşalyan’ın izniyle Sırpazan Hayr’ın çıktığını duyduğu fakat eline alamadığı bir adet Benim Allah’ım Sevgidir kitabını görevli Der Hayr Natan Arabyan’ın eliyle Sırpazan Hayr’ın kefeninin üstüne koyduk. Ben de iki kürek veda toprağı attım kitabımın üstüne.
Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın can yemeği
Sırpazan Hayr’ı toprağa verdikten sonra tekrar Kumkapı’ya Patriklik salonuna Can Yemeği için geldik. Can Yemeği’ne katılanlar çok kalabalıktı.
Patrik Hazretleri Sahak Maşalyan Sırpazan Hayr hakkında ilk konuşmayı bana verdi. Kısa bir konuşma yaparak Sırpazan Hayr’a elveda dedim. Daha sonra Almanya Ermenileri Ruhani önderi Episkopos Serope Isahanyan ve diğer ruhaniler konuştular.
Sırpazan Karekin Bekçiyan’a veda konuşması
Keraşınorh Sırpazan Hayr
Sireli Hay Kuyrerıs yev Yeğhpayrnerıs!
Ser u harkankov gı parevem sez!
Sayın Patrik Hazretleri Sahak Maşalyan,
Sevgili Kardeşlerim,
Sizleri saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Sayın Sırpazan Hayr, kaderde sizin öğrettiğiniz Ermenice ile size hitap etmek ve sizinle vedalaşmak da varmış.
Bu dünya gelimli gidimli dünya.
Ölüme yok çare!
Her ölüm erkendir.
Fakat sizin ölümünüz erken oldu.
Almanya’da Wetter şehrinde kaldığınız huzurevinde “Ben İstanbul’da doğdum, İstanbul’da öleceğim,” demiştiniz.
Toprak çeker insanı!
Bugün sizi doğduğunuz toprakta toprağa verdik.
Sayın Sırpazan Hayr,
Aramızda bir anlaşma yapmıştık.
Sizin şerefinize yazdığım kitabın ismini siz koymuştunuz.
Kitabın adı “Benim Allah’ım Sevgidir” olsun demiştiniz. Kitaba yayın izni vermiştiniz.
“Sayın Sırpazan kitap çıkıncaya kadar ölmek yok!” demiştim.
“Söz kitap çıkıncaya kadar ölmem,” demiştiniz.
Bu sözünüzde de durdunuz.
Kitabın çıktığını size Sevgili Vasken Barın söylemişti.
Siz bu haberi aldıktan iki gün sonra ruhunuzu teslim ettiniz. Oysa sizinle birlikte yapacak işlerimiz vardı, birlikte İstanbul’un keyfin çıkaracaktık. Olamadı.
Sayın Sırpazan Hayr, siz benim öğretmenimdiniz, arkadaşımdınız, sırdaşımdınız. Siz benim için çok değerli bir insan, çok bilgili Ruhani idiniz.
Sayın Sırpazan Hayr siz Ermenilerin ve Türkiye’nin vicdanı, Anadolu’nun dürüst, vefalı, çalışkan bir evladı idiniz. Sizinle 24 yıl önce Köln Ermeni Kilisesi’nde Seninle Güler Yüreğim adlı kitabımın imza gününde tanışmıştık.
Siz benim dünyamı değiştirdiniz.
Allah’ın sevgi olduğunu sizden öğrendim.
Kitaplarımı bir kuruş almadan, gönülden Türkçeden Ermeniceye çevirdiniz.
Sayın Sırpazan Hayr, Ermenilerle ilgili olarak yazdığım kitaplarımı sizin önerilerinizi ve görüşlerinizi aldıktan sonra yayınladım. Size çok teşekkür ederim.
Sizinle birlikte Kudüs’e, Amman’a Marsilya’a Yerevan’a, Gümrü’ye gittik, okuma günleri yaptık. 27 Aralık 2004 tarihinde Kudüs’ten Amman’a karayolu ile giderken 5 sınır kapısından geçtik. Filistin-İsrail Sınır Kapısı’nda silahlar üstümüze çevrildiği zaman hemen önüme geçtiniz. “Kemal Bey sen arkama geç, senin daha yapacak çok işin var. Daha çok kitap yazacaksın,” demiştiniz.
Sayın Sırpazan Hayr, bana çok hakkınız geçti. Ne yapsam hakkınızı ödeyemem! Benden yana hakkın helâl olsun!
İstanbul Ortaköy’lü Vahan Tekeyan’ın “Haşvehartar” adlı şiirini Ermeniceden Türkçeye çevirmiştiniz. Şimdi büyük Ermeni Şairi Vahan Tekeyan size “Ne kaldı geriye, ne kaldı?” diye soruyor.
Sizin yerinize ben cevap veriyorum: Sırpazan Hayr’dan geriye sıcak bir sevgi, tertemiz bir vicdan ve büyük bir şeref kaldı.
Ruhunuz şâd, mekânınız cennet olsun!
Bilmeyenler ne bilsin sizi
Bilenlere selâm olsun!
Sayın Sırpazan Hayr,
Sizinle birlikte güler benim yüreğim.
Elveda!
Elveda Sayın Sırpazan Hayr!
Sirdıs kezmom gı hayda!
Benden sonra sırayla konuşmalar yapıldı. Son konuşmayı Patrik Hazretleri Sahak Maşalyan yaptı.
Bu dünyada Sayın Sırpazan Hayr ile yaşamış olmaktan ve onu tanımış olmaktan çok memnunum!
Sayın Sırpazan Hayr elveda!
Ruhun şâd, mekânın cennet olsun!
Bochum, 12 Aralık 2024, Kemal Yalçın