Sasun nere, Gümri nere? Sasun günümüzde Batman ilinin bir ilçesi. Gümri ise Ermenistan’ın ikinci büyük şehri. Kars’ın kapı komşusu. Sasun ile Gümri, Sasun ile Yerevan . Hem çok yakın hem çok uzak! Hem iç içe, hem birbirinden habersiz!
Gümrililer Sasunluların Dansı’nı görmek ve Sasun’u yaşamak için 13 Ekim 2018 günü Gümri Vartan Acemyan Devlet Dram Tiyatrosu’nun 600 kişilik salonunu erkenden doldurmuşlardı. Ben de Herman Hintiryan’ın davetlisi olarak Gümrililerin arasındaydım. Bir yanımda Sırpazsan Karekin Bekçiyan, bir yanımda çevirmen Meline Anumyan ve Herman Hintiryan vardı. Gümrü Belediye Başkan Yardımcısı Şirak Bölgesi Vali Yardımcısı Sofya Hovsepyan, Gümrü Sırpazanı Mikayel Piskopos Acapahyan, Eçmiadzin’den Sırpazan Vartan Navasartyan ve Sasunluların Dansı gösterisinin bestecisi, tasarımcısı, yaratıcısı Majak Toşikyan oradaydı. Majak Toşikyan ile Herman Hintiryan sayesinde Yerevan’da tanışmıştım. Üç günden beri beraberdik. Fakat kırk yıllık dost gibi kaynaşıverdik birbirimize.
Sasunluların Dansı hakkında ön bilgileri Herman’dan ve Majak’tan aldım. Bu büyük proje, Majak Toşikyan’a Hamahaygagan Olimpiyat Komitesi Başkanı Iskhan Zakaryan tarafından teklif edilmişti. Majak bu teklifi kabul etmiş, Sasunluların Dansı projesinin gerçekleşmesi için resmi anlaşmayı Ermenistan Diaspora Bakanlığı ile yapmıştı. Yeni hükümet birçok kültürel projeyi tasarruf önlemi olarak iptal ettiği halde Sasunluların Dansı projesini iptal etmemiş ve desteklemişti.
Majak Toşikyan ünlü Ermeni Şairi Kevork Emin’in Sasunluların Dansı adlı sekiz sayfalık şiirini 50 yıllık müzik bilgi ve deneyimleriyle bestelemiş, yorumlamış, orkestrasyon çalışmalarını yaparak bir yıl içinde bitirmişti. Sasunluların Dansı ilk kez 24 Eylül 2018 günü, Yerevan’da sahne almıştı. Yerevan gösterisi ilk ve son olacaktı. Majak Toşikyan Sasunların Dansı’nın Gümri şehrinde de sahne almasını istiyordu. Fakat bunun için maddi kaynak yoktu. Herman Hintiryan’a projeyi anlattı ve Gümri’de gösterilebilmesi için sponsor olmasını rica etti. Herman Hintiryan, Gümri’deki gösterinin A’dan Z’ye tüm masraflarını üstlendi. 60 kişilik dans grubunun, sanatçıların, yöneticilerin otobüs, otel, yeme-içme masraflarını karşıladı. Ayrıca Acemyan Tiyatrosu’nun 600 kişilik tüm biletlerini satın aldı, Gümri’nin yoksul ama sanatsever insanlarına Vahan Tumasyan eliyle tek tek dağıttırdı.
Bu projenin Gümri’de Vartan Acemyan Devlet Tiyatrosu’nda sahne alması için gereken işlerin hemen hemen tümünü Vahan Tumasyan gönüllü olarak yerine getirdi. Sasunluların Dansı kadrosu otobüsle 12 Ekim 2018 günü Gümri’ye geldiler. Gümri Oteli’ne yerleştiler. Akşam yemeğini Vahan Tumasyan’ın salonun da hep birlikte yedik. Tanıştık, kaynaştık.
2017 yılına kadar 1998’de Yerevan’da vefat etmiş olan Kevork Emin’in ünlü şiirini kimse bestelemeye cesaret edememişti. 1947 yılında İstanbul-Kınalıada’da doğmuş, Türkiye müzik dünyasına besteleriyle imzasını atmış Majak Toşikyan bu işe cesaretle başlamış ve başarmıştı.
İstanbullu Majak’ı herkes tanır, ama ismini bilmezdi. Türkiye onu Cenk Taşkan olarak tanımıştı. 1981 yılında Kanada’ya göçmek zorunda kalmıştı.
Cenk Taşkan başta Nükhet Duru, Hümeyra, Nilüfer, Ajda Pekkan, Neco, Coskun Demir, Tanju Okan, Sibil Pektorosoğlu, Sezen Aksu ve Aşkın Nur Yengi olmak üzere Türkiye müzik dünyasının yıldızlarıyla çalışmıştı. Cenk Taşkan Türkiye’ye bilgisini, sevgisini, canını, gençliğini vermişti. Fakat Türkiye ona Ermeni adını özgürce kullanma hakkını vermemişti. Öz kimliğini ve öz adını gizleyerek bir Türkçe takma adla yaşamanın ne olduğunu ancak yaşayan bilir!
Cenk Taşkan huzursuz edildiği, özgürce müzik yaratmak imkânı kalmadığı için gözleri arkada kalarak Kanada’ya gitmek zorunda kalmıştı. Tam 15 yıl vatan hasretiyle yaşamak zorunda kaldı. 1996’da tekrar Türkiye’ye geldi. Fakat tüm müzik çalışmalarını Kanada’da yürütmeye devam etmişti. Sasunluların Dansı’nı da Kanada’da bestelemişti.
13 Ekim 2018, saat 18.00’de Gümri Vartan Acemyan Devlet Dram Tiyatrosu’nda Majak Toşikyan ile yürek yüreğeyiz! Salon doldu taştı. İlk gong vuruldu. Gümrililer yoksul ama sanata düşkün. Gong sesiyle birlikte salonda tek bir yürek sesi duyulmaya başlandı.
O an Majak neyi düşünüyordu? Bilmiyorum. Benim aklımda Sasunlu Davit var! İlk kez 2008 yılında Fresno’da şahlanmış atının üstünde görmüştüm. Dün de Yerevan’da atının üstünde fırtına gibi esiyordu!
“Sasunlu Davit! Sasunlu Davit! Neredesin sen?” diye beynimin içinde sesleniyorum.
“Ben buradayım!” diye cevap veriyor! Sadece ben duyuyorum sesini. Etrafıma bakıyorum. Herkes Sasunlu Davit! Herkesin gözü Sasunlu Davit gibi bakıyor!
Sasunlu Davit Ermenilerin direniş sembolü, ulusal kahramanı! Her Ermeninin kimliğinde Sasunlu Davit’ten bir iz, bir ses var. Nerede Ermeni varsa, orada Sasunlu Davit de var. Sasunlu Davit var olduğu topraklardan başka her yerde yaşıyor! Atının üstünde şahlanıyor!
Sonra Kevork Emin geliyor gözlerimin önüne! “Ben de Sasunlu Davit’in bir parçasıyım! Ben de hallimce Sasunlu Davit’im!” diyor.
Sonra sessizce yanıma oturuyor.
“Hoş geldin Honazlı kardeşim Kemal! Sen Sasun’a gittin mi? Sen Aşnak Köyü’nü tanır mısın?” diye soruyor.
Sessizliğin diliyle konuşuyoruz.
Zaman zaman içinde!
Dünden bugüne, bugünden yarınlara gidip geliyorum bir anda.
Dünya durmuş, Gümri durmuş Kevork ile bana bakıyor!
Kendi kendime soruyorum.
“Kemal sen neden gitmedin bugüne kadar Sasun’a?”
Yüreğim suskun!
Aklım soruyor bir daha:
“Kemal sen neden gitmedin Sasun’a?”
Kevork Emin fısıldıyor kulağıma!
“Üzülme Kemal! Bu akşam seninle birlikte gideceğiz Sasun’a!” diyor, “Ben de hiç gidemedim Sasun’a! Sasun’da artık tek bir Ermeni kalmadı! Evlerimiz sahipsiz, kiliselerimiz cemaatsiz kaldı! 1915’te canını kurtarabilen Sasunlular Ermenistan’a, gelebildi. Dağları, toprağı Sasun’a benzeyen Talin bölgesine, Arakadz Dağı’nın eteklerine yerleştiler. Sasun’u yeniden kurdular. Köylere Sasun köylerinin adlarını verdiler. Aşnak Köyü o köylerden biridir. Hasret yaktı beni kül etti! Bu akşam küllerimden yeniden doğacağım seninle birlikte! Arakadz Dağı’nın eteklerindedir Aşnak Köyü! Arakadz Dağı’na gideceğiz ama Sasun’daki Mereto Dağı’nda yaşayacağız! Haydi Kemal! Tut elimden, birlikte gidelim Arakadz Dağı’nın ve Mereto Dağı’nın tepelerine!”
Perde açıldı
Perde açıldı! Arakadz’ın tepeleri karlı ve bulutlu! Güneş bulutların üstünden parlıyor! Arakadz’ın önünde meyve bahçeleri! Birlikte köye gidiyoruz! Kızlar kırmızı giyinmiş. Kırmızı kelebekler gibi uçuyor, kırmızı gelinciler gibi esen rüzgârlarla dans ediyorlar. Erkekler poşu bağlamış başlarına. Söz yok, ses var sadece! Müziğin diliyle ve danslarla anlatıyorlar geçmişi, bugünü ve yarını!
Sasunlu Davit de aralarında! Kâh gökyüzüne çıkıyor, seyrediyorlar âlemi, kâh iniyorlar yeryüzüne seyrediyor âlem onları!
Bir gülerek on ağlayarak
Sasun sana ne diyor?
Sasun sana ne diyor?
diye soruyor yüzleri aydınlık çocuklar!
Yüzleri ay parçası, gözleri güneşli Sasunlu kızlar cevap veriyor çocuklara:
Her tepede bir manastır ve kale
Her suda bir değirmen
Her taştan su fışkırır
Nereye baksan hoşlanırsın
Nereye baksan hoşlanırsın
Derelerden sel gibi, tepelerden yel gibi hızla geçiyor zaman! Bir dündeyiz, bir bugündeyiz! Aşk, sevgi, umut, neşe bir yıldız oluyor, bir gece!
Sasunlular çoğalıyor! Mevsimler mevsim içinde! İnsanlar içinde! Dağlarına bahar gelmiş memleketimin! Çiçekler meyveye duruyor bahar dallarında!
Yeni bir yavru arttı
Bir yeni gelin anne oldu
Yeni salıncak sallanıyor
İyilik olsun kötülük gelmesin
İyilik olsun kötülük gelmesin
Bütün çiçekler, bütün canlılar duaya duruyor. Yeni anne olan gelin için dua ediyor:
İyilik olsun kötülük gelmesin
İyilik olsun kötülük gelmesin
Can cana, yürek yüreğe, el ele! Hayatı korumaya, hayatı yeşertmeye çalışıyorlar.
Fakat kötüler de var hayatta!
Eyvah Sasun’un yüksek dağları
Eyvah Sasun’un sevimli vadileri
Eyvah Sasun’un yüksek dağları
Eyvah Sasun’un sevimli vadileri
Etrafın kaya, sen cesursun
Kötü kuvvetli, sen zayıfsın
Dualar etsen de
Kötünün elinden kurtuluş yok.
Canlarını, namuslarını, çocuklarını, topraklarını, çiçeklerini korumak için koşuyor, uçuyor, düşüyor insanlar.
Yetiş Sasunlu Davit, yetiş!
Diriler ölüler karıştı
Kanlar katılaşmaya başladı
Orak topraktan ayrıldı
Çekiç örsten ayrıldı
Sasunlu Davit bir idi, bir anda bin bir oldular!
Bir vurup on vurularak hayatta kaldılar.
Toprağa yeni bir güneş doğdu!
Ocaklar sönmedi, bacalar yeniden tüttü!
Arakadz’ın kucağında
Sasun’un ruhu uyandı
Ve Sasun yeniden dans etti
Ayak vurdu, el salladı.
Helal sana Sasun!
Dans et, dans et, dans et!
Kazmalar senin ellerini özler.
Sasun toprağı sürülmeyi özler.
Masis Dağı’nın yamacında dans et!
Senin daha gerçekleştireceğin rüyalar var!
Sasunlular acıları bal eyleyerek, yangın yerlerini sevgiyle sulayarak yeniden yeşerttiler, yeniden kurdular hayatlarını! Dün sadece Sasun’da dans ediyorlardı, şimdi dünyanın her yerinde dans ediyorlar! Daha gerçekleştirecek çok düşleri, düşünceleri var onların! Dünya onlara hayran, onlar kendi atalarına hayran! Helal sana Sasun, helal seni var eden toprağına, taşına! Helal seni var eden analara, babalara! Helal açan çiçeğe, açacak tomurcuğa!
Perde kapanıyor!
Perde kapanıyor! Gümrilier ayakta alkışlıyor sahnedeki evlatlarını! Alkış, alkış, alkış! Alkışlar Ararat’ta yankılanıyor! Alkışlar Ararat’ı aşıyor, Sasun’a kadar yayılıyor! Gümri ayakta! Dünya ayakta!
Majak Toşikyan sahneye çıkıyor. Eller yetmiyor, yürekler, kalpler alkışlıyor onu!
Sonra Herman Hintiryan geliyor sahneye!
Salondakiler, sahnedekiler ve Gümri şehri ayakta alkışlıyor Herman’ı!
Teşekkürler sana Herman!
Senin sayende yaşadık bu akşam Sasun’u, Aşnak Köyü’nü! Senin sayende yaşadık dünü bugünü! Senin sayende Sasunlu Davit olduk yeniden!
Herman konuşmaya başlıyor:
Dışişleri Bakanlığı sayın mensupları, saygıdeğer ruhaniler, sevgili Gümri yurttaşları! Benim doğum yerim İstanbul, yaşadığım şehir Detroit, yürekle bağlandığım kent ise Gümri olmuştur.
Gümri şehri yürekleriyle alkışlayarak kesiyor Herman’ın sözünü! Alkış, alkış, alkış!
2017 yılının ikinci yarısında Majak Toşikyan tarafından Montreal’dan gönderilen bir mektup aldım. Sahnelediği temsil için sponsör arıyordu. Eserinin amacının ne olduğunu okuyunca ona bir şekilde yardımcı olmayı tereddüt etmeden kabul ettim. İlk temsil 24 Eylül 2018 tarihinde Yerevan’daki Kapriel Sundukyan Tiyatrosu’nda sahnelendi. Ne yazık ki, o tarihteki temsilde benim şahsen hazır bulunmam imkânsızdı. Ama Majak ikinci gösterinin de tertiplenmesi konusunda ısrar edince ve bu defa Gümri’de sahnelenmesini önerince teklifini hemen kabul ettim.
Saygıyla, sevgiyle, şükranla dinliyor onu Gümrililer! Herman Gümri’yi kucaklıyor, Ermenistan ise Herman’ı bağrına basıyor!
Geçmişin önemli şehirlerinden biri olan Leninagan ve halkı, bu akşam sahnelenen dünyaca tanınmış bu gösteriyi mutlaka izlemeliydi. Emeği geçen herkesin eline sağlık! Bu akşam tekrar Ermeni Soykırımı ve “kılıç artıkları” konularında çok sayıda kitabı olan ve çeşitli dillerde bu konuları dünyaya tanıtan Almanya’da yaşayan, Türk yazar Kemal Yalçın ile birlikte olma şansım oldu. Yalçın farklı hükümetler ve Ermeni Kültür Dernekleri tarafından birçok ödül ile ödüllendirilmiştir. Bu akşam bizimle beraber olduğun için sana çok teşekkür ederim Kemal!
Bu akşamki güzellikleri yaşattığın için ben de sana çok teşekkür ederim sevgili Ermeni kardeşim!
Değerli Gümrililer, umarım bu akşam hepiniz memnun kaldınız. Bu dans topluluğunun tüm üyelerini ve şarkıcılarını kutluyor ve yeni projelerde de başarılar diliyorum. Aynı zamanda, bu akşam için ayda iki kere okyanusu aşarak Kanada’dan buraya gelen sevgili Majak Toşikyan’a da teşekkür etmek isterim. Eline, yüreğine sağlık sevgili Majak!
Gümrililer ayakta alkışlıyor Herman’ı! Sasunluların Dansı ile yüreklerimiz baharlanıyor, bir sevgi seli akıyor tiyatronun kapısından dünyaya doğru.
Bu dans bitmez!
Herman Hintiryan ve eşi Arek, bütün oyuncuları, dansçıları, sanatçıları, misafirleri ve TERCHOONIAN CHILDRENS HOME / Kuş Yuvası çocuklarını yemeğe davet ettiler. 280 kişilik salonu doldurduk. Her yer tertemiz! Her şey düzenli.
Sırpazan Karekin Bekçiyan, Vardan Sırpazan, Şirak bölgesi Vali Yardımcısı Sofya Hovsepyan, Meline Anumyan, Herman & Arek Hintiryan, Majak Tokişyan, Koreoğraf Arman Chulhakyan ve Ara Asaduryan, Direktör Grigor Khachaturyan ile yan yanayız. Sasunluların Dansı’nın etkisi devam ediyor. Kadehlerimizi Sasunluların Dansı’nın Gümri’de sahneye konmasını sağlayan Herman & Arek şerefine kaldırıyoruz. Unutulmaz bir mutluluk, tekrarsız bir güzellik yaşıyoruz.
Bir süre sonra TERCHOONIAN CHILDRENS HOME-Kuş Yuvası öğrencilerinin programı başladı. Folklor ekipleri çeşitli yörelerin oyunlarını oynuyorlar. Oynamıyorlar yaşıyor ve yaşatıyorlar. Hepsi de çok iyi hazırlanmışlar. Salon coşuyor, insanlar halk oyunlarını seyrederken yemeklerini unutuyor. Sasunluların Dansı’nın yerini Ermenistan’ın çeşitli yörelerinin dansları alıyor. Halaya duruluyor hep birlikte. Yerimde duramıyorum. Gençlerle birlikte halay çekiyoruz. Sonra Meline katılıyor aramıza. Kim Ermeni, kim Türk belli değil. Dilimiz ayrı yüreklerimizin sesi bir! Gençlerin hızına ayak uydurmakta zorlanıyorum.
Nefes nefese oturuyorum yerime. Biraz dinleniyorum. “Kele Lao Kele Ertank Mır Ergir adlı oyun başlıyor. Meline çeviriyor sözlerini:
Haydi yavrum haydi gidelim memleketimize!
Bir genç gelip beni oyuna davet ediyor. Haydi bakalım beraber gidelim memleketimize!
Herman ve Majak ile birlikte seyrediyoruz gençleri! Hepsi de hünerli!
Oğlanlar ateş parçası, kızlar ay parçası! Herman hepsinin babası. TERCHOONIAN CHILDRENS HOME-Kuş Yuvası çocukları Herman’ın evlatları! Herman, oynayan, yorulmayan, oynadıkça oynamak isteyen çocuklara, gençlere bakıp bakıp “Nasıl da büyümüş benim çocuklarım!” diye mutluluktan coşuyor.
Oyunların en hareketli bir yerinde 10-12 yaşlarında bir oğlan çocuğu Herman’nın yanına geldi. “Ben üniversiteye hazırlanmak istiyorum. Bana bir laptop alır mısın?” diye rica etti. Adını sordum, “Serge” dedi.
Herman, “Tabi alırım! Sen çalış, gerekeni ben yaparım!” diyerek şefkatle sırtını sıvazladı.
Kuş Yuvası çocukları gecenin son şarkısını Herman Hintiryan için çalıp söylediler.
13 Ekim 2018 günü ve gecesi Herman sayesinde unutulmaz güzellikleri yaşadık! Sasunlu Davit de aramızdaydı. Bizimle beraber halaya durdu!
“Haydi gençler, haydi arkadaşlar, haydi dostlar!” diyerek hepimizi coşturdu. “Daha gerçekleştirecek çok rüyalarımız var bizim!” dedi. Bir vardı, bir yok oldu! Yüreklerimiz ferahladı! Ellerimize güç, yüreklerimize yaşama heyecanı geldi. Mutluluktan Ararat’ın yüzü gülüyordu!
Bochum, 29 Ekim 2018