Kâzım Güzel, 1955 yılında, Sivas ili, Gürün ilçesi, Davulhöyük köyünde doğmuştur. Çocukluğu, ilkokul yılları Davulhöyük köyünde geçmiştir. Tek anadan doğan on kardeşiyle birlikte yaşamaya çalışırken, hayatın zorlukları onu varolduğu topraklardan kopararak önce İstanbul’a, sonra da 1981’de Almanya’ya savurmuştur.
Almanya’da, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nin Wattenscheid şehrinde yaşar. Sivas Teknik Lisesi Elektrik Bölümü’nü bitirmiştir. Hayatını elektrik alanında kazanır. Elektrikçiliği ekmeğini kazanmak için yapar, şiiri dünyayı güzelleştirmek, yüreğinin, aklının, vicdanının sesini duyurmak için yazar. Dizeler, kelimeler onun yüreğinin derinliklerinden, aklının ince güllerinden alır anlamını, heyecanını, ruhunu.
Kimi şairler kendi şiirlerini pek iyi okuyamaz, sesi yetmez yazdığı dizelerdeki heyecanı haykırmaya. Ama Kâzım’ın sesi yazdığı dizelere, kelimelere, virgüllere ayrı bir anlam, ayrı bir hayat verir. Şiir, Kâzım’ın dilinde daha da güzelleşir. Kâzım, şiirlerini okurken şiirleşir.
Uykum Yine Kayıplarda
Kâzım Güzel’in “Uykum Yine Kayıplarda” adlı ilk şiir kitabı İstanbul’da, 2010 yılında, Kora Yayınları’ndan yayınlandı. 160 sayfalık kitap, 81 şiirden meydana gelmiş. Birkaç şiir dışında şiirlerin ne zaman, nerede yazıldığı belirtilmemiş. Şiirlerin içeriklerine göre, ne zaman niçin, nasıl yazıldığı anlaşılabiliyor. Kitapta bölüm ve konu sıralaması yok. Her şiir kendi başına bir bütün, ama aynı zamanda kitabın bütününü tamamlayan birer yapı taşı, sistematik bütünlüğü sağlayan birer damla. Bu nedenle “Uykum Yine Kayıplarda”yı meydana getiren şiirlerden biri ya da birkaçı kitaba konmasaydı, Kâzım’ın şiir dünyası tam olarak yansıyamazdı. Bu anlamda “Uykum Yine Kayıplarda”da ne bir eksiklik ne de bir fazlalık vardır. Her şiir kitabı güzelleştirmiş ve tamamlamıştır. Her şiir, şairinin dünyasını yansıtmakta ve bu dünyayı tamamlamaktadır.
“Uykum Yine Kayıplarda” adının kaynağı
Her çiçek var olduğu toprağın, içtiği suyun, aldığı güneş ışığının özelliklerine göre kokar. İnsanlar da, şairler de böyledir. Her şair, her yazar sembollerini, konularını, sesini, üslubunu, renklerini kendini var eden dünyadan alır. Kâzım Güzel’in şiirlerinde doğup büyüdüğü köyünün, doğal ve sosyal çevresinin etkileri çok görülür.
Kâzım’ın köyünde, dorukları 3000 metreyi aşan, “Behramçalı” adlı bir dağ vardır. Yöre insanları bu dağa kısaca “Çal” derler. Davulhöyük köyü, Çal’ın 6-7 kilometre kadar uzağındaki höyüğün dibindedir. Çal’ın doruğuna sık sık boran çöker. Kapkara bir sis kaplar ortalığı! Öyle bir fırtına eser ki, kayaları koparır yerinden! Çal’ın öfkesi boran, fırtına; sevinci ise bahardır, yazdır! Köylüler her sabah kalktıklarında Çal’a, Çal doruğuna bakarak günlük işlerini hale yola koyarlar. Çal’a boran çökmüşse, fırtına, soğuk, kar, tipi yolları kesmişse, köylüler evlerine kapanır, yorganı başlarından aşırırlar. Çal’ın boranı, soğuğu, sesi, sisi insanları birbirine daha çok yaklaştırır, bir de bakmışsın yeni bir hayat filizlenir kayıp uykuların derinliklerinden…
Kâzım da işte böyle bir boranın, böyle bir kar fırtınasının çocuğudur. Hücrelerinde ve beyninin derin kıvrımlarında Çal’ın boranı, kışı, sesi, sisi ve umudu vardır. Bu nedenle kitap adını Çal’ın kayıp uykularından almıştır. Kitabın ismini aldığı şiirde, Çal’ın derin izlerini buluruz. Şair, Çal dağını, saçları topuğundaki bir kıza benzeterek, iç dünyasını şöyle şiirleştirir:
Saçları topuğundaki kız
İkimiz bir bütünüz
Gül ve diken
Dikeni ben
Gülü sen
Senden ayrı yaşamak
Zaten yaşamamaktır
Sırtımı dayadığım dağ
Sen olmasan
Ben ova olamam
Saçları topuğundaki kız
Ben sensiz olamam
Uykum yine kayıplarda
Çal’da boran
İhanet etmedi dağ
Hiçbir zaman
Kâzım Güzel’in şiirlerinde içerik
“Uykum Yine Kayıplarda” da yer alan şiirlerde içerik ile biçim bir birini tamamlıyor. İçerik canlı, hareketli, umutlu, öfkeli ve isyankâr! Özgür ve aydınlık bir dünya için, kurulu düzene, yağmaya, sömürüye, insanları diri diri yakan yobazlığa isyan ediyor, öfkeleniyor, haykırıyor. Fakat Kâzım’ın öfkesi, hiçbir zaman, hiçbir şiirinde insanları karanlık bir kine, bağnaz bir intikam alma düşüncesine yöneltmiyor. Hiçbir şiirinde aşağılama, kışkırtma, karalama, dışlama, küfür, hakaret yok! Kâzım öfkesini ve isyanını edebiyatın, sanatın, estetiğin sınırları içinde tutmasını biliyor.
Kâzım, ezen ile ezilen, özgürlük ile barbarlık, rekabet ile dayanışma, emek ile sermaya, savaş ile barış çelişkisinde açıktan tavır alır. Bu çelişkiler dünyasında tarafsız değildir. Kâzım Güzel, açıktan açığa, haykıra haykıra emeğin, emekçini, özgürlüğün, barışın, barış kültürünün yanında yer alır.
Ama onun şiirlerinde dinsel bağnazlık ve yobazlığa, dinin siyasi bir ideolojiye dönüştürülmesine, dinin insanları diri diri yakabilecek hale getirilmesine karşı kesin bir çıkış vardır. Buna rağmen, kaynağını Anadolu Aleviliğinin barışsever köklerinden ve Alevi felsefesinin insan anlayışından alan hoşgörü ve insana saygı nedeniyle, Sivas’ta insanları “din ve Allah adına” diri diri yakan barbarlara karşı bile intikam düşüncesini şiirlerine sokmamıştır.
Yeniden Doğacağım, adlı şiirinde şöyle seslenir:
un zamanı durdurun
Ben yeniden doğacağım
Savaşlar olmayacak
Küçük büyük
Akmayacak kan
Ağlamayacak çocuklar
Durdurun zamanı durdurun
Ben yeniden doğacağım
Dünyayı ben
Ateşsiz barutsuz
Kutsal savaşsız
Kansız
İnsanları eşit mi eşit
Yeniden yaratacağım
Kâzım Güzel’in şiir dünyasında önemli bir konu da doğa sevgisi, çevre sağlığı ve dünyamızdaki iklim değişiklikleridir.
İçimdeki Çocuk adlı şiirinde şöyle döker düşüncelerini, kaygılarını dizelere:
Mevsimlerin yer değiştirmesinden
Dünyanın ateşinin yükselmesinden
Ormanların yanışından
Çamların ağlayışından
İçimdeki çocuk
Kanatlanır
Kanadı kırılır
Kırılır da
Kanı içinde kalır
18 Kasım 2011 günü, öğle saatlerinde, Kâzım’ın dükkânının okuma odasında yaptığımız söyleşide, “Şiir yazmak beni rahatlatıyor. Yazmayınca huzursuz oluyorum,” dedikten sonra, nasıl bir dünya istediğini, özlediğini, düşlediğini şöyle dile getirmişti:
“Doğa ve insan esas alınmalı. Bizim doğaya büyük ihtiyacımız var. Bu dünya hepimizin, tüm insanların, tüm canlıların, tüm varlıkların dünyası. Başka dünya yok! Barış içinde, özgürce yaşanabilen bir dünya istiyorum. Doğanın tahribi beni çok etkiliyor. İnsanlar kâr hırsıyla, cahillikle, kısa çıkar hesaplarıyla dünyamızı tahrip ediyorlar. Daha doğrusu, insanlar kendi varlık şartlarını yok ediyorlar.
Çocukluğumda, arkadaşlarımla Çal dağından, Sümbül dağından sümbül, nergis toplardık. Nergisleri kökünden koparırdık. Her yıl nergisler azalırdı. Buna çok üzülürdüm. Doğadaki, çevremdeki değişiklikleri çocukluğumdan beri yaşadım. Eriyen karlardan akan suları ve karları delip güneşe uzanan kardelenleri seyrederdim. Sevinirdim, mutlu olurdum. Artık Sümbül dağında bu güzellikler de kalmadı. Kardelensiz, sümbülsüz bir Sümbül dağını düşlemek bile beni korkutuyor. Onun için doğa sevgisini işleyen şiirler de yazıyorum.”
Kâzım’ın şiirlerinde estetik güzellik ve biçim özellikleri
Şair, Uykum Yine Kayıplarda’da yer alan şiirlerde, serbest vezin ve serbest yazım estetik ölçülerini kullanmıştır. 81 şiirin hiçbirinde, mısra sonlarında nokta, virgül, ünlem işareti yoktur. Okuyucu, şiirin akışına ve anlamına göre bu işaretleri içinden kendisi koyacaktır. Bu özellik bir bakıma sözlü halk edebiyatı geleneğinden gelmiş olabilir.
Kâzım Güzel, serbest vezin kullanmasına rağmen, kafiye düzenine önem vermektedir. Serbest vezin ile yarım ve zengin kafiye birbirine uymuştur. Kafiye düzenini sağlamak için yapay, zorlama sesler şiirlerde kullanılmamıştır. Kâzım’ın şiirlerinin estetik güzelliğini artıran özelliklerden birisi de serbest vezin ile kafiye sisteminin ustaca birbirine uymasıdır.
Kâzım’ın şiirlerinde öz ile biçim, içerik ile üslup birbirine genellikle uyuyor. Bu uyum, şiirlerdeki estetik güzelliği artırıyor. Umut, yeniliğe özlem, güzele çağrı Sümbül dağından akan kar suları gibi tertemiz, sade ve kaliteli:
Biraz daha diren güzelim
Diren ki ben de direneyim
Yazayım çizeyim uzaya gideyim
Yıldızlarda geleyim
Evreni birkaç saniyede dolaşayım
Işık hızından daha hızlıyım
Sen biraz daha diren güzelim
Sen direndikçe ben hızlanıyorum
Kendim içinse bu isteğim, namerdim
Bak gör gözyaşı dökmesini de öğrendim
Sen biraz daha diren güzelim.
Şiir, üç kanatlı bir kuştur, derler… Kâzım Güzel’in şiirleri de üç kanatlı bir kuş! Alışılmış sınırları aşmak istiyor.
Kaleminin mürekkebi sevgi denizi olsun Sevgili Kâzım Güzel!
Kalem tutan ellerin çiçeklensin!
Bochum, 22.9.2020, Kemal Yalçın