Ülkeler yarattıkları kültür değerleriyle, yetiştirdikleri filozoflarla, bilim insanlarıyla, yazarlarla, sanatçılarla insanlık ailesi içinde yer alıyor, saygınlık kazanıyorlar. Güçlü ekonomiler, zengin bir bilim, felsefe ve kültür temeli üzerinde var olabilirler. Bilimin, felsefenin, sanatın, edebiyatın, kültürün varoluş ve gelişme şartlarının başında özgürlük ve barış gelir. Bilimin ve felsefenin gelişmesi, insan beyninin özgürleşmesi süreciyle birlikte olabilir.
Dünya bilim kuruluşlarının ve bilim merkezlerinin en tanınmışları, en üretkenleri de Amerika ve Almanya’da bulunmaktadır. Berlin Bilim Merkezi’ne 2015 yılında seçilen ya da davet edilen bilim insanlarından biri Ordinaryüs Prof. Dr. Onur Güntürkün’dür.
Berlin Bilim Merkezi
Ordinaryüs Prof. Dr. Onur Güntürkün ile
bilim ve bilim kurumları hakkında bir söyleşi
“Kurumsal özerklik ve bilimsel özgürlük
bilimin olmazsa olmaz temel şartıdır.”
Kemal Yalçın
Ordinaryüs Prof. Dr. Onur Güntürkün kimdir?
Onur Güntürkün, dünya beyin araştırmaları alanında en tanınmış bilim insanlarının başında geliyor. Halen Almanya’nın Bochum kentindeki Ruhr Üniversitesi Psikoloji Fakültesi Biopsikoloji Kürsüsü Başkanı’dır. 1980 yılından beri insan beyninin yapısını, sağ ve sol beyin ayrımının oluşumunu, beynin temel işleyiş prensiplerini, düşünmeyi, öğrenmeyi, öğrenmenin yasalarını araştırmaktadır.
Onur, 1958’de, İzmir’de dünyaya geldi. Onur’un çocukluğu Zonguldak’ta geçmişti. İlk ve orta öğrenimini Almanya’da, lise eğitimini İzmir Atatürk Lisesi’nde, yüksek öğrenimini ise Almanya’da tamamladı.
Onur Güntürkün, beyin evreninin aydınlanmasında önemli buluşlara imza attı. 2013 yılına kadar, dünyanın en saygın bilim dergilerinde 290 bilimsel makalesi çıktı.
Almanya’nın, Türkiye’nin ve dünyanın en önemli bilim ödülleriyle ödüllendirildi:
1983 Bochum Ruhr Üniversitesi Üstün Araştırmalar Ödülü
1993 Almanya Gerhard Hess Bilim Ödülü
1995 Almanya Krupp Bilim Ödülü
2000 İstanbul Üniversitesi Şeref Doktorası Ödülü
2006 Leopoldina’ya üye kabul edildi.
2006 Wilhelm-Wundt Psikoloji Ödülü
2006 yılında Alman Psikoloji Kurumu’na Şeref Üyesi kabul edildi.
2007 Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Bilim Ödülü
2008 Alman Milli Bilim Akademisi Üyeliği’ne seçildi.
2008 İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Şeref Doktorası Ödülü
2009 Türkiye Büyük Millet Meclisi Üstün Hizmet Ödülü
2010 Wilhelm-Wundt Kurumu’na üye kabul edildi.
2010 Alman Milli Bilim Akademisi senato üyeliğine kabul edildi.
2011 Kuzey Ren Westfalya Eyaleti Liyakat Nişanı ile ödüllendirildi.
2013 Almanya Gottfried Wilhelm Leibniz Bilim Ödülü
2014 Almanya Bilim İletişim Ödülü
Onur Güntürkün’ün önümüzdeki yıllarda Nobel Ödülü alacağını ve Nobel Ödülü alan ilk Türk bilim insanı olarak tarihe geçeceğini umuyorum.
Sayın Güntürkün, sizin amacınız nedir?
“Benim bilimde hedefim, düşünmeyi anlamaktır. Düşünmek nedir? Düşünme olayı beyinde nasıl meydana gelir, beyin nasıl işler? Ben yaklaşık otuz yıldan beri düşünmenin mekanistik açıklamasını yapmak için laboratuvarımda, ekibimle birlikte araştırmalarıma aralıksız devam ediyorum
Berlin Bilim Merkezi neden kurulmuş, bugünlere nasıl gelmiş?
Türkçeye “Berlin Bilim Merkezi” olarak çevirebileceğimiz “Wissenschafskolleg zu Berlin” Almanca kısaltılmış adıyla “WiKo” 1981 yılında kurulmuş. Dünyada çeşitli ülkelerde birçok bilim merkezi vardır. İstanbul’daki Tarabya Kültür Akademisi, WiKo’ya benzer bir kurumdur. Bu merkezlerin alt yapıları hemen hemen aynıdır. Farklılık bu merkezlerinin çalışma sistemlerinde, özerk olup olmamasında, politikacıların, parti çıkarları için bu kurumlara dıştan müdahale edip etmemelerindedir.
Berlin Bilim Merkezi, dünyadaki bilim merkezleri içinde en saygın, en ünlü olanlardan biridir. ABD’deki Standfort Araştırma Enstitüsü’nden sonra dünya sıralamasında ikinci gelir.
Berlin Bilim Merkezi’nin tek amacı dünyanın en seçkin bilim, kültür, sanat insanlarını, en tanınmış filozoflarını, düşünürlerini bir araya getirmek, onlara düşünme ve yaratma imkanları sağlamaktır.
Berlin Bilim Merkezi nasıl bir kuruluştur?
Berlin Bilim Merkezi, özerk bir kuruluştur. Almanya’nın göz bebeğidir. Berlinliler, bu merkezin kendi şehirlerinde bulunmasından gurur duyarlar, “Bilim Merkezimiz, Berlin’in pırlantasıdır,” derler.
Özerklik, bir bilim merkezinin varlık şartlarından biridir. Berlin Bilim Merkezi’nin açılışını her yıl Federal Almanya Parlamentosu Başkanı ya da yüksek seviyeden bir devlet görevlisi açar. Parti başkanları ya da hükümet başkanı açmaz. Alman politikacıları Bilim Merkezi’nin çalışmalarına, içişlerine kesinlikle karışamaz. Bilim Merkezi Rektörü, bu kurumun özerkliğini, bağımsızlığını korumakla da yükümlüdür.
Berlin Bilim Merkezi’ne seçilen ya da rektörlük tarafından davet edilen bilim insanları burada bir yıl süre ile kalırlar. Tüm masrafları, bilim merkezi tarafından karşılanır.
Berlin Bilim Merkezi’nin çalışmalarında temel amaç nedir?
Berlin Bilim Merkezi, bilim insanlarına bir yıl süre ile serbest düşünme, serbest araştırma imkanları veriyor. Bilim Merkezi, her kişiyi, kendi işine odaklamayı amaçlıyor. Her kişi kendi işine nasıl odaklanabileceğine kendi karar veriyor. Bu odaklanmanın her türlü olanaklarını ise Bilim Merkezi sunuyor.
Bunu nasıl yapıyor?
Bilim Merkezi’ne gelen bu insanlar bir yıl süreyle bağlı oldukları üniversitelerde hiç ders vermiyor, hiçbir yan kuruluşta görev almıyorlar. Bütün yaratıcı enerjilerini, bütün düşünme güçlerini araştırma alanında yoğunlaştırıyorlar.
Ayrıca dünyanın en seçkin 40 bilim insanı kendi aralarında bilgi ve deneyim aktarımında bulunuyorlar. Bilim Merkezi’nde bir aile gibi yaşıyorlar. Öğle yemeklerini Bilim Merkezi’nin yemekhanesinde yiyorlar. Yemek masaları 4-6-8 kişilik. İnsanlar her öğle yemeğinde değişik masalara oturarak birbirleriyle sohbet etme, yakın dostluk kurma imkanına kavuşuyorlar. Yemek masasında başlayan dostluklar, bilimsel, kültürel konuşmalar daha kalıcı dostluklara, daha uzun süreli düşünme süreçlerine dönüşebiliyor.
Berlin Bilim Merkezi nasıl finanse ediliyor?
Anladığım kadarıyla Berlin Bilim Merkezi’nin masraflarını karşılayan kurumlar, kaynaklar zamanla değişmiş. Bu finans kaynakları pek söylenmez. Şu anda Bilim Merkezi’ni Berlin Şehri, Alman Araştırma Kurumu, bazı büyük bilim vakıfları ve İsviçre hükümeti finanse ediyor.
İsviçre neden parasal destek veriyor?
İsviçre böyle bir bilim kurumunu yaratmak için küçük bir ülke. Bu nedenle şöyle düşünüyorlar:
“İsviçre olarak bizim böyle büyük bir bilim merkezini yürütmemiz çok zor olur. Biz size her yıl düzenli miktarda para verelim. Sizden tek isteğimiz, İsviçreli bilim insanlarını da arada sırada düşünün. Hak ederlerse bizim bilim insanlarını da buraya çağırın,” diyorlar.
Berlin Bilim Merkezi’nin resmi dili nedir?
Resmi dil, diye bir şey yok. Çok dillilik esas alınıyor. Almanca, İngilizce ve Fransızca esas anlaşma dilleridir.
Berlin Bilim Merkezi’ne kimler, nasıl ve hangi ölçülere göre seçilir?
Önce kesin olan bir kuralı söyleyeyim. Berlin Bilim Merkezi’ne kesinlikle Berlin’de yaşayan bir bilim insanı alınmaz.
İkincisi, Berlin Bilim Merkezi’ne Almanya’da yaşayan bilim insanları da ender alınabilir. Amaç, Almanya dışında yaşayan bilim insanlarını bir araya getirmektir.
Kimler seçilir?
Kendi alanında dünyada en tanınmış, haklı bir üne sahip olan bilim insanları, filozoflar, düşünürler, kompozitörler, ressamlar, sinemacılar, ödül sahibi dünya çapında tanınmış yazarlar Berlin Bilim Merkezi’ne seçilebilirler.
Seçim hangi ölçülere göre, nasıl ve kimler tarafından yapılır?
Bunu kimse %100 söylemiyor. Bilimde bazı konuların sır olarak kalması esastır. Bilim Merkezi’ne gelmek isteyenler resmi bir başvuru yapar, çalışmaları hakkında bilgi verir. Yayınlarını sıralar.
Bu başvuruları, Bilim Merkezi’nin en az beş yıl çalışmış olan bilim insanlarından oluşan ilgili kurulları değerlendirir.
Değerlendirme iki temel ölçüye göre yapılır:
1. Bu kişinin bir yıl süre ile Bilim Merkezi’ne kabul edilmesi, onun kendi bilim alanına katkı sağlayabilir mi?
- Bu kişinin Bilim Merkezi’nde bulunması dünya bilimine bir katkı sağlayabilir mi?
Yazarlar da başvurabilir. Onlar için temel şart, sadece kendi ülkesinde değil, dünyaca tanınmış olmaktır.
Berlin Bilim Merkezi’ne iki ayrı yoldan insanlar alınır.
Birincisi: Başvurarak seçimle alınanlar
İkincisi: Başvurmadığı halde, Bilim Merkezi Rektörlüğü’nün doğrudan davetiyle kabul edilenler. Bunlar hakkında bilirkişi raporu gerekmez.
Ben ikinci yoldan, Bilim Merkezi Rektörlüğü’nün davetiyle buraya geldim.
Her yıl mutlaka bir ya da iki kompozitör Berlin Bilim Merkezi’ne seçilir ya da doğrudan rektörlük tarafından davet edilir. Bilim Merkezi’nde kompozitörlerin çalışmaları için her türlü gerekli müzik aletinin bulunduğu bir özel bina vardır.
Bilim Merkezi’ne, her yıl ya da iki üç yılda bir mutlaka Nobel ödülü almış bir ya da daha fazla bilim insanı davet edilir.
Birçok bilim insanı da Bilim Merkezi’nde bir yıl kaldıktan sonra Nobel ödülü almıştır.
Bilim Merkezi’ne katılanların yükümlülükleri nelerdir?
Bilim insanları aralarında bilgi ve deneyim akışını sağlamak için, önceden belirlenmiş bir sıraya göre, her hafta salı günleri, saat 11.00-12.00 arasında kendi projesini sunuyor. Ardından bu sunum üzerinde bir saatlik tartışma ve değerlendirme yapılıyor. Bu sunumlara katılmak bir görev.
Ben “Kuş ve memeli hayvanların beyinlerinin fonksiyonel karşılaştırılması” konusunda çalışıyorum. Bu konuda bir sunum yaptım.
Bilim Merkezi, insanlara hangi altyapıları sunuyor?
Bilim Merkezi’nin kendine ait dört villası var. Önceden her bilim insanına kiminle geleceği, nasıl bir daire istediği, özel bir isteği olup olmadığı soruluyor. Ben eşimle birlikte geldim. Özel durumumu belirttim.
Tekerlekli sandalyeyle hareket edebilmem için asansör, otomatik açılıp kapanan kapılar yoktu. Bu binaya ve bilim merkezindeki kitaplığa, konser salonuna çıkabilmem ve yemekhanenin iki basamak merdiveninden inip çıkabilmem için çok özel asansörler yaptılar. İki özel rampa inşa ettiler. Bu evin içini ve balkonunu bana göre yeniden düzenlediler.
Burada her şey, günlük hayat insanların çalışma alanlarına tam yoğunlaşmalarını sağlayacak biçimde düzenleniyor.
Berlin Bilim Merkezi’ne bugüne kadar kaç bilim insanı katılmıştır? Bunların kendi aralarındaki ilişkiler devam ediyor mu?
Berlin Bilim Merkezi kurulalı 34 yıl oldu. Her yıl 40 bilim insanı katıldığına göre bugüne kadar toplam 1360 bilim insanı katılmış oluyor.
Dünyanın her yerinden, en saygın 1360 bilim, sanat, kültür insanı Berlin’e gelmiş, burada bir yıl kalmış, tekrar ülkesine, çalıştığı üniversiteye dönmüştür. Bu hiçbir maddi değerle ölçülemeyecek olan büyük bir zenginliktir.
Berlin Bilim Merkezi, Alman ve dünya bilimine gerçekten somut katkılarda bulunmuş mudur?
Berlin Bilim Merkezi’nin kurulması ve yaşaması için, Berlin’i bir bilim merkezi haline getirebilmek için bugüne kadar inanılmaz büyüklükte paralar harcanmıştır. Bilim Merkezi, Alman bilimine ve dünya bilimine kendisini var etmek için harcanan paralarla ölçülemeyecek kadar büyük manevi getiriler sağlamış, katkıda bulunmuştur. Bu katkı ve getiriler her yıl biraz daha artmaktadır.
Türkiye’de Berlin Bilim Merkezi’ne benzer kuruluşlar var mı?
İstanbul’da “Villa Tarabya” adında Berlin Bilim Merkezi’ne benzer bir sanat ve edebiyat kurumu yarattılar.
Almanya’nın bilim kurumları nelerdir?
Berlin Bilim Merkezi’nden başka, Almanya’nın çeşitli bilim kurumları var. Bunlardan en önemlileri Alman Araştırma Kurumu ve Alman Milli Bilimler Akademisi’dir.
Önce Alman Araştırma Kurumu’nu anlatayım.
Alman Araştırma Kurumu, Federal Almanya Bilim ve Araştırma Bakanlığı’nın her yıl düzenli olarak verdiği 2,5 Milyar Euro ile çalışmalarını yürütür. Almanya’da bilimsel araştırmaları her yönden teşvik eder ve destekler.
Tamamen özerk bir kurumdur. Hükümetin verdiği paranın dağıtımını kuruma bağlı bilim insanları kendileri yapar. Araştırma Kurumu’nun yöneticilerinin seçimini kurum kendisi yapar. Hükümetin, partilerin, siyasi mekanizmaların Araştırma Kurumu’nun işlerine karışma, yön verme hakkı yoktur.
Alman Araştırma Kurumu, bilim insanlarına konu önermez.
Her bilim insanı araştırma konusunu kendisi seçer.
Alman Bilim ve Araştırma Bakanlığı Alman Araştırma Kurumu’na konu öneremez.
Alman Araştırma Kurumu’nun benzerlerinden farkı, tüm çalışmalarında bilimsel özerkliği kesin olarak korumasıdır. Kurumun hiçbir kararında politikacıların, siyasi partilerin müdahalesi söz konusu olamaz. Alman Araştırma Kurumu bu özelliğiyle Batılı ülkeler ve bilim dünyasında çok ender bir kurumdur.
Alman Milli Bilimler Akademisi
Alman Araştırma Kurumu gibi Federal Hükümetin verdiği paralarla çalışmalarını yürütür. Özerk bir kurumdur. Devletten para alır, fakat bu para ile neyi, nasıl yapacağına kendisi karar verir.
Alman Milli Bilimler Akademisi, Almanya’nın beyni, vicdanı gibi çalışır. Hem Almanya’da bilimin gelişmesine, bilimin hayatına yol gösterir, hem de hükümetin, devletin ülkeyi doğru, bilimsel temellere, akıl ve mantığa göre yönetmesine yardımcı olur. Kısacası Alman Milli Bilimler Akademisi, Almanya devletinin ve hükümetinin beyin arkadaşıdır.
Örneğin, Alman Milli Bilimler Akademisi, kök hücresinin araştırılması konusunda Almanya’nın yürürlükte olan kanunlarına karşı çıktı. Hükümetin bu konudaki kararlarının yanlış olduğunu, yeni bir yol çizmesi gerektiğini savundu. Sonunda sözünü kısmen geçirdi. Alman Hükümeti, Akademi’nin önerdiği biçimde kanunu değiştirdi.
Alman Milli Bilimler Akademisi’nin hükümetin uygulamalarını, devletin işleyişini inceleme, denetleme ve eleştirme hakkı var. Sadece hakkı değil, mecburiyeti vardır. İşte bunun için özerktir. Hükümeti eleştirebilmek için hükümetten bağımsızdır.
Türkiye’deki TÜBA ve TÜBİTAK’ı nasıl görüyorsunuz?
Alman Milli Bilimler Akademisi’nin benzeri olarak Türkiye Bilimler Akademisi, kısa adıyla TÜBA kurulmuştur. Fakat bu kurumun Alman Araştırma Kurumu’na benzer bir özerkliği yoktur. Halbuki bir bilim kurumunun olmazsa olmaz temel şartı özerkliktir. AKP Hükümetleri döneminde TÜBA çok çalkantılı günler yaşadı. AKP, Türkiye Bilimler Akademisi’ni temelden yeniden, kendine göre yapılandırdı. Böylece TÜBA tamamen devletin yarattığı, çalışmalarına hükümetin doğrudan müdahale ettiği, bağımlı bir kurum haline geldi.
Türkiye’de bilim kurumlarının, TÜBA ve TÜBİTAK’ın bilimsel araştırmaları yürütebilecek imkanları, altyapısı vardır. Yeterli parası, gerekli binaları vardır. Bu kurumların daha fazla bilimsel özerkliğe ve kurumsal özerkliğe ihtiyaçları vardır.
Başarının sırrı, çok çalışmaktır
Sayın Güntürkün, bu kadar büyük başarıyı nasıl elde ettiniz? Nasıl çalışıyorsunuz?
Çok çalışıyorum! Haftada yedi gün çalışıyorum. İnsanın sevdiği bir iş, zamanla bir iş olmaktan çıkar, hayatınızın özü, yaşadığınız her günün anlamı, sizi siz yapan bir güzellik, bir zevk haline gelir. Başka türlü olmaz, olamaz!
Alzheimer hastalığına da derman bulunacak
Sayın Güntürkün, dünya beyin araştırmalarının vardığı noktaları, sınırları biliyorsunuz. Bugün için çaresi, dermanı olmayan alzheimer gibi, hafıza yitimi gibi, beyin hücrelerinin ölümü gibi hastalıklar var. Bilim bir gün bunlara derman bulabilecek mi?
Çok eminim ki, bugün çaresi olmayan, dermanı bulunmayan hastalıklara bir gün çare, derman bulunacak. Alzheimer gibi hastalıkları bilimin verdiği imkanlarla yenebileceğimizden çok eminim.
Nasıl bir dünya istiyorsunuz?
Her insan gibi, ben de barış içinde bir dünya istiyorum
Sevgili Onur, bana Berlin Bilim Merkezi’ni görme imkanı verdin, bana zaman ayırdın ve açıklamalarda bulundun. Her şey için sana çok teşekkür ederim.
Ben de sana çok teşekkür ederim.
Bochum,30 Haziran 2015 Kemal Yalçın
* Bu yazı Cumhuriyet gazetesi, Bilim ve Teknik ekinde, 14 Ağustos 2015 tarihli sayısında yayınlanmıştır.