KOCAMI GÖMME TÖRENİ
“Başlığına takılmayın,
kadın hikâyelerini anlatırken düşündüren bir oyun!”
8 Mart 2024, Cuma akşamı, Dortmund’da, Göçmen Kadınlar Derneği üyelerinden kadınların rol aldığı bir tiyatroya gittim. Dietrich-Keunig-Haus’un büyük salonu erkenden dolmaya başladı. Gelenlerin çoğu kadındı. Salon doluyor, görevliler sandalye taşıyorlardı. Yer kalmadı. Yazarlara kitaplarını sergilemeleri için salonun arka tarafında yer ayırılmıştı. Bana ayrılan masaya kitaplarımı yerleştirdim.
Daha oyun başlamadan salonu bir heyecan dalgası sardı. Göçmen Kadınlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Bahar Atçı, Türkçe anlamlı, vurgulu, bilgilendirici bir 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü konuşması yaptı. Aynı konuşmayı akıcı bir Almanca ile Dernek Başkanı Ayşe Kalmaz tekrarladı. Gecede bütün konuşmalar Almanca ve Türkçe idi.
Tam zamanında oyun başladı. Bir anda salonda gözler sahneye kilitlendi. Diller sustu, seyircilerin kalpleri tek bir kalp oldu. Oyuncuların kalpleri ile birlikte atmaya başladı.
Oyunda rol alanların hepsi amatör oyuncu idi. Fakat öyle bir heyecanla rol yapıyorlardı ki, profesyonel tiyatro sanatçılarından eksikleri yoktu, fazlalıkları vardı. Oyuncular rol yapmıyor, kendilerini yaşıyor ve yaşatıyorlardı. Seyirciler de oyuncularla birlikte yaşıyor, herkes sahnede gördükleriyle kendi yaşadıklarını ve gördüklerini hatırlıyor, içlerinde canlandırıyorlardı.
KOCAMI GÖMME TÖRENİ’ni özetleyeyim:
Konu Türkiye’de bir cezaevinin kadınlar koğuşunda geçiyor. Koğuştaki kadınların hepsi “polisiye, kriminel” denilen suçlardan hüküm giymişler. Kimi kocasını öldürmüş, kimi kendini aldatan erkeği bıçaklamış, kimi devlet memuruna el kaldırmış…
Kadınlar bir gün koğuşta kendi aralarından “MORAL GECESİ” düzenlemek istiyorlar, idare izin vermiyor. “Kitap okuma gecesi yapın,” diyorlar. Kadınlar da kitap okur gibi kendi hayatlarını, neden cezaevine girdiklerini anlatıyorlar. Araya müzikli nefes alma sahneleri de konmuş. Oyun başladığı gibi nefes nefese, güle güle, ince ince düşündürerek yaşanan olayları güncel siyasal olaylarla birleştirerek heyecanın doruk noktasında bitiyor.
Harika bir tiyatro eseri, harika bir performans! Doğrusunu söyleyeyim ben bu kadar profesyonel oyun beklemiyordum.
Oyunda rol alan Aliye Tepe, Ayfer Kılınç, Ayşe Dökmeci, Büşra Duru, Elif Demirhan, Güler Işık, Sema Uzun, Sabah Kamçılı ve Şirwan Güler’e ayrı ayrı çok teşekkür eder ve başarılarının devamını dilerim.
Kostümleri, müzikleri hazırlayanlara, sahne gerisinde görev alanlara çok teşekkür ediyorum.
Tiyatro Yönetmenleri Füsun Demirel ile Mert Küçülmez’e ve oyun yazarı Ali Cünenyt Kılcıoğlu’na çok teşekkür ederim.
Oyunda başrollerden birini üstlenmiş olan Elif Demirhan Avrupa Türkiyeli Yazarlar Çalışma Grubu (ATYG) üyesidir. Kendisi ile oyun hakkında, bu tiyatro eserinin nasıl hazırlanıp sahnelendiği hakkında, 10 Mart 2024 sabahı kısa bir söyleşi yaptım. Sizlerle paylaşıyorum:
“Dortmund Göçmen Kadınlar Derneği üyeleri olarak korona günlerinde ne yapabileceğimizi, zamanımızı nasıl değerlendirebileceğimiz düşündük. ‘Zoom üzerinden tiyatro eserini hazırlayalım. Sonra sahneleyelim,’ dedik. Tiyatro yönetmeni Füsun Demirel ve Mert Küçülmez ile iletişim kuran Aliye Tepe adlı arkadaşımıza çok teşekkür ediyorum. konuştuk. Beraber çalışma önerimizi kabul ettiler.
İlk oyunumuz “Kadın Hikâyeleri” adlı bir oyundu. Grubumuza “Kadınlardan Konuşalım Tiyatrosu” adını verdik. İlk tiyatro çalışmamız başarılı oldu. Başarımız bize güç verdi. Bir buçuk yıl önce ikinci bir oyunu sahnelemek için çalışmalara başladık.
Yönetmenlerimiz Füsun Demirel ve Mert Küçülmez ile birlikte yazar Ali Cüneyt Kılcıoğlu’nun kaleme aldığı “Kocamı Gömme Zamanı” adlı oyunu seçtik. Çalışmalarımızı tam 18 ay zoom üzerinden, haftada iki gün olmak üzere düzenli olarak sürdürdük. Oyunu sahnelemeden 10 gün önce Füsun Demirel ve Mert Küçülmez Dortmund’a geldiler. 10 gün boyunca çok yoğun bir çalışma yaptık. Can cana, yüz yüze çalışma zoom üzerinden çalışmadan çok daha verimli oluyor.
Oyunu pişirdik. Genel provaları yaptık. Çok heyecanlıydık.
Kostümleri elbirliğiyle yaptık. Fakat esas kostümcümüz Güler Işık’tır. Kendisine çok teşekkür ediyoruz.
Yönetmenlerimiz Füsun Demirel ve Mert Küçülmez çok emek verdiler, sabırlı, anlayışlı, verimli bir çalışma yaptılar. Kendilerine saygı, sevgi ve teşekkürlerimizi sunuyorum.
Beni en çok etkileyen ve duygulandıran bir olay var. Bunu açıklamak istiyorum. Oyuna üç gün kala, genel provaları yaparken, oyunda rol alan Şirwan Güler Türkiye’de yaşayan babasının ölüm haberini aldı! Hepimiz çok üzüldük? Provayı durdurduk. Ne yapacaktık? Şirwan olmazsa oyun sahnelenemezdi.
Şirwan söz aldı ve şunları söyledi:
“Benim babam devrimci bir insandı. Kadın haklarını savunuyordu. Ben babamın cenaze törenine gitmeyeceğim. Oyunumuzun yarım kalmasını istemiyorum. Eğer gidersem, oyun oynanmazsa babamın kemikleri sızlar,” dedi ve Türkiye’ye gitmedi. Acılı olduğu halde rolünü heyecanla yaptı. Dün gece Düsseldorf gösterisinden sonra kendisini Düsseldorf havaalanından yolcu ettik. Şirwan’ın davranışı, cesareti, sabrı, metaneti beni çok etkiledi. Sevgili Şirwan ben senin adını “Direnç, irade ve 8 Mart kadını” koydum!
8 Mart 2024 akşamı Dortmund’daki gösteriye 700 kadar seyirci geldi.
Düsseldorf Göçmen Kadınlar Derneği’nin davetiyle 9 Mart 2024 akşamı oyunu Düsseldorf’ta sahneledik. 300 kişilik biletler bir hafta önce bitmişti.
Düsseldorf Göçmen Kadınlar Derneği’nin göstermiş olduğu dayanışma duygusuna Esma Ceylan Çakır’ın şahsında bütün emeği geçen kadın arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Kadınların dayanışması çok değerlidir.
Bu gösterilerden sonra dün ve bugün çeşitli yerlerden arkadaşlar ‘Biz bilet bulamadık, oyunu seyredemedik, bizim şehrimizde de sahneleyin,’ diyorlar. Bu teklifleri değerlendireceğiz. Gelen olumlu yankılar bizi çok mutlu etti ve güç verdi. Daha güzel oyunlarla devam etmek istiyoruz. Bu söyleşi için sana çok teşekkür ederim Kemal Hocam,”
Sevgili Elif Demirhan, ben de sana ve tüm tiyatro ekibine saygı, sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Yeni çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Bochum, 10 Mart 2024, Kemal Yalçın