Yazar Molla Demirel, Almanya’da Fakir Baykurt Edebiyat Okulu’nda yetişmiş önemli yazarlardan biridir. ATYG Kurucu üyesidir. Bugüne kadar 50’den fazla kitap yayınladı. Halen Münster şehrinde yaşamakta, Kaktüs Radyosu’nun yayın Müdürlüğü’nü yapmakta, Uluslararası Çocuk Oyuncakları Müzesi’ni yönetmektedir. Benim Allah’ım Sevgidir adlı kitabım hakkında güzel bir değerlendirme yazısı yazdı ve bana gönderdi. İzniyle aynen yayınlıyorum. Kendisine çok teşekkür ederim. Bochum, 13.01. 2025, Kemal Yalçın
“BENİM ALLAH’IM SEVGİDİR
Bu başlık Kemal Yalçın’ın yeni çıkan kitabının adıdır. Bu kitabı fotoğraflarda gördüğünüz gibi imzalayarak bana gönderdi. Ben kitabı elime aldım sadece bir karıştırmak istedim. Ancak kitap beni bırakmadı. Sonuna kadar okudum. Yetmezmiş gibi tekrar okuyarak notlar aldım. Beli ki kitabın adını Kemal Yalçın söyleşi yaptığı ve sonra dost olduğu İstanbul kökenli Rahip Sırpazan Karekin Bekçiyan’ın şu cümlelerinden almış: “İdealimdeki dünya, dini inançlarımdan kaynaklanıyor. İnancıma göre, Allah sevgidir. İnsanlara sevgiyle yaklaşmayı doğru buldum. Kendi dünyamı sevgi üzerine kurdum. İnsanlara hep önyargısız yaşadım…”
Kemal Yalçın Kudüs’te İstanbullu, Maraşlı, Batmanlı, Adanalı, Harputlu, Ermenistanlı Rahiplerle Türkçe sohbet ediyor. Adanalı bir rahip “Eski dost düşman olmaz” diyor. Kudüs’teki Zeytunlu Hagop “Türkçe bilmez Allah’tan korkmaz” deyince oradakiler birlikte gülüyorlar.
Kemal Yalçın Türkçe okuma etkinliğine katılan ziyaretçilerini selamlama konuşmasını yapmış ve şöyle diyor: “ Salonda ağlayanlar, gözyaşlarını tutamayanlar vardı. İki saat süren konuşmamı sonuna kadar dinlediler.”
- 7 Eylül 1955’te Rum ve Ermenilerin ev ve iş yerlerinin talan edilmesinden sonra büyük çoğunluğu terk etmiş ana vatanları olan Anadolu topraklarını, yüreklerinde doğdukları, ait oldukları toprakların hasreti ormana düşen bir ateş gibi her geçen gün büyümüş. Gittikleri yerlerde bir araya gelerek Anadolu’da yaşadıkları kasaba, köy ve mahalelerin adını vermişler. Zorunlu göçü yaşamayanların bu yürek yarasını anlamaları elbette oldukça zordur.
Yazar Kemal Yalçın Kudüs’teki konuşmasını anlatırken vatandan kopmanın, ailenin, akrabaların zor sonucu dağılmasını şu cümleleri bir yağlı kurşun gibi akıyor insan olanın yüreğine: “Salonda ağlayanlar, göz yaşını tutamayanlar vardı… Anadolu’nun bağrından kopup gelmiş Ermeniler, ilk kez bir Türkü dinlemenin mutluluğu ve şaşkınlığı içindeydiler.”
Kemal Yalçın bir türkü tadında “sarp tepeler ve vadilerle yüksek düzlük üzerine kurulmuş” Kudüs’ün Surlarla çevrili alandaki Müslüman, Hristiyan, Ermeni, Yahudi mahallelerini ve bu dinlerin en kutsal mabetlerini anlatıyor.
Yazarımızın okumasında Fahri Konsolos konuşmasında şöyle diyor: “Ermenilerle Türkler arasında doksan yıldan beri devam eden soruna bir çözüm bulunursa, her şey eskisinden daha iyi olacak, kimse Ermenilerle Türkleri bir daha birbirinden ayıramayacak.”
Bu halklar arasında siyasetçilerin yarattığı sorunları bir çözümle ortadan kaldırmak hepimizin, bütün halkların beklentisi değil midir?
Kemal Yalçın anlatıyor: “Kızlar kırmızı giyinmiş. Kırmızı kelebekler gibi uçuyor, kırmızı kelebekler gibi esen rüzgarla dans ediyorlar. Erkekler poşu bağlamış başlarına. Söz yok, ses var sadece! Müziğin diliyle ve danslarla anlatıyorlar geçmişi, bugünü ve yarını! Alem onları dinliyor.”
Sasunlu Davit de aralarında! Kah gökyüzüne çıkıyor, seyr ediyorlar alemi, kah iniyorlar yeryüzüne seyrediyor alem onları!
“Bir gülerek on ağlayarak/ Sasun sana ne diyor? / Sasun sana ne diyor?”, diye soruyor “yüzleri aydınlık çocuklar!”
“Benim Allah’ım Sevgidir” adlı bu kitabı mutlaka gönlü barıştan sevgiden yana olan insanlar okumalıdır. Okumalıyız ki, vatan hasretin, göçün, parçalanmışlığın acısını anlayalım barışı yüreğimizle aklımızla savunalım.
Kemal Yalçın iyi ki varsın, iyi ki yazdın bu kitabı, kutluyorum seni kardeşim!
Münster, 23.12.2024, Molla Demirel