Almanya Ermeni Cemaati Emekli Ruhani Lideri Sırpazan Karekin Bekjian kalp rahatsızlığı geçirdi. Köln Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Hastalıkları Bölümünde kalp kapakçıkları değiştirildi, tedaviler başarıyla tamamlandı. Bir süre daha hastanede doktorların kontrolünde kalacak. Günlerini okuyarak, dinlenerek geçiriyor. (Az önce kendisiyle konuştum, bugün, 13 Ağustos 2021, saat 13.00’de hastaneden çıkacağını bildirdi.)
Fransız Edebiyatı klasik yazarlarından Alexandre Dumas’ın Kamelyalı Kadın adlı romanını ve benim Tek Kanatlı Kartal adlı kitabımı rica etmişti. 8 Ağustos 2021, Pazar günü hastanedeki özel odasında ziyaret ettim. Vardığımda Ermenice İncil okuyordu. Her zamanki gibi güler yüzle karşıladı. İstediği kitapları verdim.
Sağlığının iyi olduğunu, yakında hastaneden çıkacağını söyledi. Bir süre sonra İstanbullu Vahe Taşçılar da ziyarete geldi. Birlikte sohbet ettik. Sırpazan beni Vahe Taşçılar ile tanıştırdı. Seninle Güler Yüreğim, Anadolu’nun Evlatları, Sarı Gelin, Tek Kanatlı Kartal, Hayatta Kalanlar, Kardeşlerim Var Uzaklarda adlı kitaplarım üzerine konuştuk. Seninle Güler Yüreğim, Sarı Gelin / Sari Gyalin’i Ermeniceye çevirdiği, yayınlanmasına yardımcı olduğu için tekrar Sayın Sırpazan’a teşekkür ettim.
Sırpazan Karekin Bekjian, Seninle Güler Yüreğim’in Ermenice ikinci baskısını düzelten ve Kudüs Ermeni Patrikliği Matbaasında basılmasını sağlayan Rahmetli Kudüs Ermeni Patriği Torkom Manukyan’ı saygı ve rahmetle andı. 26 Aralık 2004 tarihinde Patrik Torkom Manukyan tarafından Kudüs’te düzenlenen Seninle Güler Yüreğim tanıtım toplantısına Anadolu’nun Evlatlarından yüzden fazla Ermeni gelmişti. Çevirileri Sırpazan Karekin Bekjian yapıyordu. Kapanış konuşmasını Patrik Torkom Manukyan yapmıştı.
27 Aralık 2004 günü Sırpazan Bekjian ile birlikte karayoluyla Kudüs’ten Ürdün’ün Başkenti Amman’a geçmiş, Amman Ermeni Cemaati tarafından düzenlenen Seninle Güler Yüreğim tanıtım toplantısına katılmıştık. Çevirileri Sırpazan Bekjian yapmıştı. 8 Ağustos 2021 günü, saat 17.00 sularında hastane odasında Sırpazan Bekjian ile 17 yıl önce Kudüs’te geçen günleri andık.
Sırpazan Karekin Bekjian’ın hafızası çok iyi, en yakın ve en uzak olayları çok iyi hatırlıyor. 13 Ekim 2018 tarihinde Gümrü şehrinde Vartan Acemyan Devlet Dram Tiyatrosu’nda Majak Toşikyan tarafından sahneye konulan “Sasunluların Dansı / Sasuntsineru Barı” adlı müzikalin gösterisi vardı. İstanbullu Herman Hintiryan’ın himayesinde düzenlenen bu büyük sanat gösterisine Sırpazan Karekin Bekjian ile birlikte davetliydik. Gösteriyi Herman Hintiryan, Majak Toşikyan, Ermenistanlı Sırpazanlar ile birlikte izlemiştik.
Sırpazan Karekin Bekjian ile birlikte Ermenistan’da çok anlamlı, çok güzel günler kültürel toplantılara katılmıştık. Sırpanzan Bekjian o günleri de ayrıntılarıyla hatırlıyordu. Korona hastalığı nedeniyle hayatını erkenden kaybetmiş olan Sepouh Sırpazan’ı ve Gümrü Vortik Gülbenkyan Huzurevi Kurucusu rahmetli Albert Sevinç Hadodo’yu da rahmetle andık.
Söz döndü dolaştı İstanbul’daki Patrik Seçimleri Kaymakamlığına seçilmesi olayına geldi. Sırpazan Bekjian o günlerde İstanbul’da geçen günlerini ve daha sonra Patrik Seçimleri sırasında olanları buruk bir gülümseyişle anlattı. Bazı Ermenilerin patrik seçilmesini önlemek için kendisini “Asalacı” diye karalayarak resmi hükümet makamlarına ihbar ettiklerini söyledi.
“Sayın Sırpazan sizin başınıza gelenler çam ağacının başına gelenlere benzenmiş,” dedim. “Nasıl?” diye sordu.
Anlattım: “Bir gün bir oduncu elindeki keskin balta ile çam ağacını kesmeye başlamış. Çam ağacı çok üzülmüş ve dile gelmiş: Beni kesen baltaya kızmıyorum, sapının benim dalımdan olmasına kızıyor ve üzülüyorum,” demiş. Kıssadan hisse!
Sırpazan Bekjian güldü, “Çam ağacı doğru söylemiş,” dedi.
Sohbetimizin sonlarına doğru Sırpazan Karekin Bekjian’a “Sayın Sırpazan şu anda sizi Türkiye ve dünyada yaşayan Türkler, Ermeniler, Anadolu’nun tüm evlatları dinliyor. Onlara ne demek istersiniz?” diye sordum:
Gözleri parladı. “Tek istediğim insanlık bakımından birbirlerine sevgi göstersinler! Birbirlerini sevsinler. Türk olsun, Ermeni olsun hepsi de sevgisizlikten kıvranıyor. İnsanlar sevgiyle insanlaşırlar! Budur bana göre asıl mesele!” cevabını verdi.
“Sayın Sırpazan Rahip olmaya ne zaman ve nerede karar vermiştiniz?” diye sordum. “Üsküdar Surp Haç Tıbrevank Ermeni Okulu’nda öğrenci iken kendi kendime rahip olmaya karar vermiştim. Bu kararımı, kendime verdiğim sözü çok şükür yerine getirebildim. Allah ve hayat bana çok şükür bu gücü ve imkânı verdi. Mutluyum! Huzurluyum,” cevabını verdi.
“Sayın Sırpazan, geçmiş olsun sağlığınıza kavuştunuz! Şimdi hastane odasında, Köln’de tek arzunuz, en büyük isteğiniz nedir?” diye sordum.
“Tek arzum ayağa kalkıp sağlığıma tam kavuştuktan sonra bazı görmediğim yerlere gitmek, görmektir. Türkiye’deki görmediğim yerleri görmek istiyorum,” dedi ve devam etti:
“Benim babam Ankara yakınlarındaki ‘Keskin-Madeni’ denilen yerde doğmuş. Hayatımda hiç gitmediğim babamın doğduğu topraklara gidip görmek istiyorum. Annem bana Ankara’da ‘Bentderesi Mahallesi’ denilen bir mahallede doğduğunu anlatmıştı. Ankara’da annemin doğduğu ve yaşadığı mahalleyi görmek istiyorum. En büyük isteğim bunlardır.”
Sırpazan Karekin Bekjiyan’a, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı kimliğindeki adıyla Dikran Bekçioğlu’na bana verdiği bu cevaplar ve yaptığımız uzun söyleşi için çok teşekkür ediyorum. Şad şınorhagal yem!
Sırpazan Karekin Bekjiyan benim en çok saygı duyduğum ve sevdiğim bir din adamıdır. Sırpazan nerede ise ben de oradayım! Bana bazı Ermenice cümleler de öğretmişti.
“Sayın Sırpazan, bana öğrettiğiniz cümle ile müsaadenizle sizden ayrılıyorum:
“Sirdız kezmov gı hayda!”
“Seninle güler yüreğim!”
Bu dünya sizinle birlikte daha güzel!
İyi ki varsınız!
Bochum, 1o.8.2021, Kemal Yalçın