Edebiyat

Şair Kemal Gürcan şiirlerinin özellikleri

 

1956 yılında Denizli’de Sırakapılar Mahallesi’nde doğan Kemal Gürcan, Denizli’de yaşayan bir şairdir. Kendisini “amatör şair” olarak tanımlar. Alçak gönüllüdür. Fakat bana göre Kemal Gürcan estetik değeri yüksek olan, özgün şiirler yazan bir şairdir. Henüz şiirlerini kitaplaştırmadı. Şiirlerini internet ortamında yayınlıyor. Denizli kültür ve sanat çevresinde şair denince Kemal Gülcan akla geliyor ve şiirleri elden ele dolaşıyor. Yaz aylarında Denizli’ye gittiğim zamanlarda buluşur, şiirleri üzerine konuşuruz. Geçen yaz kendisini şiirlerini kitaplaştırmaya ikna ettim. Umarım yakın bir zamanda şiirlerini kitabından bütünlüklü olarak okuyabiliriz. Böylece hakkındaki “Kitapsız şair” tanımlaması da değişmiş olur.

Şair Kemal Gürcan

Gazeteci Seval Uysal, Kemal Gürcan ile uzun bir söyleşi yapmış ve 30 Nisan 2014 tarihli Denizli Haber Gazetesi’nde “68 Kuşağının Kitapsız Şairi” başlığı altında yayınlamıştı. Bu söyleşi Kemal Gürcan’ı çok yönlü olarak tanıtan önemli bir söyleşidir. Seval Uysal’ın kalemine sağlık!

Kemal Gürcan bu söyleşide önemli bir arzusunu dile getirerek şunları söylüyor:

 Ben kendimi hep amatör hissederim. Arkadaşlarım şiirlerimi beğenir, iyi şiir yazdığım zaman mutlu olurum ve iyi şiirin kokusunu alırım. Şimdilerde Facebook’ta arkadaşlarımız benim şiirlerimi paylaşıyor. Beğeniler bakıyorum eski rektörden lise öğrencilerine kadar geniş bir yelpaze var. Bence beğeni yeterli değil, yorum da yapmaları gerekiyor. Birkaç cümleyle de olsa yorum yaparlarsa teşvik ederler, şairin alacağı en güzel ödül de budur.”

Ben bu yazımı Kemal Gürcan’ın arzusunu yerine getirebilmek, onunla mutluluğumu paylaşabilmek için kaleme alıyorum.

Kemal Gürcan şiirlerinde yer, mekân ve zaman

Şiir üç kanatlı bir kuştur. “Dün, bugün, yarın”, “Yer, zaman, mekân” şiir kuşunun kanatlarıdır. Zaman ve mekân felsefede, bilgi teorisinde gerçekliğin temel kategorilerindendir. Gerçekler zaman ve mekân bağlantısı içinde anlaşılabilir. Şiir kuşu dün, bugün ve yarını kanatlarında taşıyabiliyorsa hedefine ulaşabilir, anlam ve değer kazanır. Şairler zaman ve mekânı, dün, bugün ve yarını şiirlerinde ne kadar özlü, albenili ve gerçekçi ifade edebiliyorlarsa şiirleri de o kadar estetik olur.

Şair Kemal Gürcan’ın şiirlerinde zaman ve mekân, dün, bugün ve yarın ince ince kelimelerle, sembollerle işlenmiştir. Yer Denizli’dir, mekânı Türkiye’dir. Zaman ise 1956 sonrası, özellikle 1968 dönemi ve sonrasıdır.

İnsanların semboller dünyası temel olarak on yaşına kadar şekillenir. Çocuğun içinde var olduğu toprağın, çevrenin özellikleri, renkleri, sesleri, kokuları, tatları, sevgileri onun kişiliğini oluşturur. Bu kişilik ve semboller dünyası şairin hazinesidir. Kemal Gürcan kişiliğini oluşturan Denizli’yi ve var olduğu toprakları şöyle anlatıyor:

“Sırakapılar Mahallesi’nde oturuyorduk. Sırakapılar, Günbattı Mahallesi her tarafı yeşildi, pınarlar vardı. Çocuklar mahalleden eve girmezdi. Sokaklarda yüzümüz gözümüz çamur içinde ama mutlu oynardık. Şimdi oturduğum yerde eskiden bahçemiz vardı, “Üzüm Deresi” denirdi oraya. Askeri Gazino’nun oradan, Üzüm Deresi’ne kadar baktığınızda güneş göremezdiniz, her yer yeşil ormanlık, muhteşem güzellikte bir yerdi. Sınır bittiği anda bağlar başlardı, şimdi hiçbir cinsi kalmayan en az 30’la 40 arası üzüm cinsi vardı. Her bağa girip, bir salkım koparıp yiyebilirdin. Çocukluğumuz bahçelerde geçti.”

Denizli’nin etrafı Honaz Dağı, Karcı Dağı, Çökelez Dağı ile çevrilidir. Denizli Karcı Dağı’nın eteklerine kurulmuştur. Sabah uyandığında başları karlı dağları ve bembeyaz Pamukkale’yi görürsün. Pamukkale Ovası yeşil bir deniz gibi kucaklar insanı.

Kemal Gürcan “Karıncalıydı Sesin” başlıklı şiirinde gördüklerini şöyle şiire döküyor:

Karşı dağlar kar,

Acı çiğdemler açmış…

Keklikler çavıyor mudur?

 

Başka bir şiirinde ise Akdağ’ı tanımlıyor:

 

Akdağ’ın karlı doruğundan

                 Aşk çakıyordu.

En iyi zamanlar mıydı?

Deliydik, deli…

Ecele av olmadan

               Sabah oldu.

 

Kemal Gürcan, “Şiir farklı görmek, farklılığı yaşamaktır. Doğada ve yaşamda olanları farklı görmektir. Doğada her şey şairanedir,” diyor ve dediklerini hayata ve şiire geçiriyor. Onun şiirlerinde Denizli ve çevresinde yetişen hayvanlar, kuşlar, bitkiler, çiçekler, meyveler özel çağrışımlar yapan semboller olarak kullanılır. Yaban kekiği, sarısabır otu, sarısaflan, sarısalkım, kızılardıçlar, püren, böğürtlen, yasemin, kızılkuş, mor menekşe, begonviller ve daha birçok bitkiler, çiçekler, kuşlar.

“Çobanaldatan” adlı kuşu bilir misiniz? Denizli’de çoktur. “Akşamın Ölü Karanlığında Menekşeler Uyur” başlıklı şiirinde çobanaldatan kuşunun sesini duyarız:

Un kokulu menekşem:

Unuttun mu?

Bir Çobanaldatan kuşu

Alacakaranlıkta kayboldu.

Çobanyıldızı çakırken

Birden karanlık çöktü.

 

Akşamın ölü sularında,

Sön Çobanyıldızı!

Kirpiklerimin arasından

Alacakaranlıkta bir Çobanladatan uçtu.

Yüreğimde dönmeyen bir değirmen taşı

Kemal Gürcan mekân ve zaman ilişkisini, zamanın insandan bağımsız akışını, zamanın insana değil, tam tersine insanın zamana uyması gerektiği düşüncesini çeşitli şiirlerinde dile getirir. “Son Yudum Konyaktan Sonra” başlıklı şiirinde zamanın insandan bağımsız akışını dizeler döker:

“Soluğu kesilmiş zamanın.

Bitmek üzere çırpınan mum.

Türsülerle ağıt mı yaksam?

Göktaşındaki gözyaşı,

Nereden bilsin dünyanın

Bu kadar uzak olduğunu?

Korona günlerinde, 2020 Nisan ayında yazdığı “Karaltılı  Günler 2” başlıklı yeni bir şiirinde zamanın insana göre göreli akışını ve anlamını şiirleştirir:

Gölgelerin gezdiği günler,

Takvim yaprağı gibi çeviremeyiz.

Zaman ağır, daha derin, daha acı,

Zaman yaralı.

 

Gelincikler yine gelin olacak

İçime işlemiş kokusu;

Beş köşeli tütün çiçekleri,

Kayıtsız uçan kızkuşları,

Gümüşkuyruk yine takla atacak.

Özgürlük,

Gözlerimde tüten Akdeniz!

Kemal Gürcan şiirlerinde öz ve biçim

Kemal Gürcan şiirlerindeki öz, içerik sağlamdır. İnsan ve doğa sevgisi, umut, hayata ve insanlara güven, hayatın sürekli değişmekte olduğu ve bu değişimin durdurulamayacağına olan inanç onun şiirlerinin temeli, özüdür. Kemal Gürcan hayata olumlu bakar. Elindeki bardağın boş tarafını eleştirir fakat dolu tarafını görür.

Sanatta ve edebiyatta, özellikle de şiir sanatında öz kadar, bu özü ifade etme biçimi de önemlidir. Kemal Gürcan şiirlerinde serbest vezin kullanır. Fakat şiirlerdeki ses düzeni ölçülüdür. Kalın sesli harfleri seslerin gücünü artırmak için daha sık kullanır. Şiirlerde yarım, tam kafiye vardır. Bazı şiirlerinde ifadeyi güçlendirmek için dizelerin hem başında hem de sonunda kafiye kullanır.

Yağmurla yunmuş

Yeğnilmiş yüreğin.

Gülün üstüne güneş düşmüş,

Gök, mavisini dökmüştü.

 

Aşkaşılayan bir yıldız gibi ışıdı gözlerin

Ayrılık… dedin,

             karıncalıydı sesin.

Ayrılık…

           karıncaya yük değil.

Kemal Gürcan’ın şiirleri aydınlık bir dünya görüşünün kucağında açan çiçeklerdir.  Çevre sağlığına, iklim değişikliklerine karşı duyarlıdır. Denizli çevresindeki gölleri tek tek dolaşmıştır. Salda gölü, Acıgöl, Bayındır gölü, Çorak göl, Çaltı gölü, Işıklı Gölü, Buldan Süleymanlı Yayla gölü, Beylerli Gölü onun şiirlerinde acı tatlı anılarıyla dizelere dökülür. Kuruyan, kurutulan göllerin acılarını yüreğinde duyar, şiirlerinde bizlere de duyurur.

Şair Kemal Gürcan çevrecidir, Salda Gölü’nün kurtarılması için yapılan gösterilere aktif olarak katılmıştır.

Sığırcıkların sesinden

Sağır oldu göl.

Salınan sazların tozağı,

Aşk şaşkını tozuyordu.

Allı turnalar turluyor,

Her dönüşte

Bir türkü düşüyordu.

 

Işığını sermişti güneş

Işıklı Gölüne.

“Denizkızı gülleri” diyor balıkçı

Yüzen yaprağında nilüferlerin

Üç batağan yumurtası.

 

Kemal Gürcan çok okuyan bir şairdir. Az konuşan, çok yazan, önce yazıp sonra eleştiren bir şairdir. Taklitçi değildir. Onun şairliğinin gücü şiirlerinin kendisine özgü olmasıdır.

Şair Gürcan yerelden evrensele ulaşmak ister. Denizli’den havalandırdığı üç kanatlı kuş Anadolu’nun üstünde dolanır, öter, konar ve sonra dünyaya doğru uçar gider.

Teşekkürler sana Değerli Şair Kemal Gürcan! Kalemin çiçeklensin!  Daha çok yaz, bizler de senden daha çok şiir okuyalım.

Bochum, 18 Haziran 2020                               Kemal Yalçın