İzmir’de Çarpar Yüreğim’de temiz bir sevgi, sıcak bir aşk, lekesiz vefa vardır.
Bir insanın bir şehre hasreti ve aşkı vardır.
Bu romanın yüreği İzmir’de çarpmaktadır.
Sevgi, aşk, vefa insanı insan yapan varlık şartlarının başında gelir. İnsan evladı sevgi ile insanlaşır. İnsanlar aşk, sevda, vefa ile hayatın zorluklarını aşabilirler.
İzmir’de Çarpar Yüreğim sıradan bir tarih romanı değil. Her kelimesi her cümlesi düşünülmüş, araştırılmış, bilimsel tarih bilgileriyle doğruluğu denetlenmiş bilgilere dayanan mikro tarihsel bir romandır.
Yazar 19. ve 20. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin sosyal, kültürel, siyasal, ekonomik gerçekliğinin içinde var olan bir Rum ailenin 1840’larda başlayıp 1955’te sona eren hayatını merceği altına koyuyor. Olayların merkezinde Urla ve İzmir var.
Mikro tarihsel roman tarzında zaman ve mekân bağlantısı çok önemlidir. Olayların içinde geçtiği mekanların, uzaklıkların, doğal çevrenin gerçek olması gerekir. Olayların akışında, insan ilişkilerinde kurgu olabilir. Fakat mekân ve mekân özellikleri kurgu olamaz. Mekân özelliklerini gerçeğe uygun olarak anlatmak, hele hele hiç görmediğimiz bir yeri gerçeğe uygun anlatmak çok zordur.
Semra Yeşil romanında çok zor olan bu edebi işi ustalıkla başarmıştır. Zaman ve mekân bağlantısını en ince detaylara kadar inerek gerçekçi bir üslupla, estetiğin kurallarına uyarak sağlam bir biçimde kurmuştur.
Şehir, köy, ova, dağ ve insan isimleri kendi özel tarihileriyle, hatıralarıyla, hafızamızda canlandırdığı çağrışımlarla zenginleşirler. Bu isimler geçmişle gelecek, dünle bugün arasında bağ kurarlar. Bin yıllık bir şehir ismini keyfimize göre değiştirirsek, o şehrin tarihiyle ismi arasındaki çok yönlü bağlantıları koparmış oluruz.
Semra Yeşil bunun bilincinde olduğu için bilerek şehirlerin, caddelerin, semtlerin, köylerin, okulların, insanların gerçek tarihi isimlerini kullanmıştır. Zamana uyarak İzmir yerine Symirna kullanması mikro tarih belgesel roman çok güzel uymuştur.
Semra Yeşil bir Türk yazarı olarak kitabında ele aldığı Türk-Yunan ilişkilerini tarafsız, barışçı, gerçekçi bir dille anlatmaktadır. İzmir’in işgalini, 1942 Varlık Vergisi uygulamalarını, 6-7 Eylül 1955 hadiselerini anlatırken kimseyi kışkırtmıyor, suçlamıyor, horlamıyor. Kaleminin mürekkebi Ege’nin sevgi ve dostluk sularıyla doldurulmuştur. Kitabında geçmişle yüzleşme vardır, fakat kin ve nefret yoktur.
İzmir’de Çarpar Yüreğim romanını barış, dostluk, sevgi romanı haline getiren Semra Yeşil’in yüreğinin ve kaleminin dürüst, vefalı ve vicdanlı olmasıdır.
İzmir’de Çarpar Yüreğim romanında toplum hafızasının derinlerine iniliyor. Değişen zamanın şartlarına uyan ya da uymayan insan halleri insanı düşündürüyor, insanı geçmişiyle yüzleştiriyor, dünle bugün arasında canlı bağlar kuruyor.
Toprak çeker insanı. İnsan sevdiği, hasretini çektiği yerlerde yaşamak ve ölmek ister. Vatan dediğimiz “Ölünce beni oraya gömün!” dediğimiz yerdir aslında.
Bu kitabı okuyunca sizin de yüreğiniz sevdiğiniz, var olduğunuz topraklarda, şehirlerde, köylerde çarpacak memleketinizi ve kendinizi daha çok seveceksiniz.
Sevgili Semra Yeşil bu kitabı yazan ellerin dert görmesin, kalemin çiçeklensin!
Bochum, 28 Ocak 2025, Kemal Yalçın