Hıdır Dulkadir 1952 yılında Dersim’in Körtan-Meşeyolu köyünde doğdu. İlkokuldan sonra İstanbul’a geldi. Tahtakale’de küfecilik ve hamallık yaptı. 1979 yılında Almanya’ya, Duisburg şehrine geldi. Duisburg Halk Yüksek Okulu Fakir Baykurt Edebiyat Kahvesi’ne katıldı. Hıdır Dulkadir, Fakir Baykurt Okulu’ndan yetişmiş yazarlardan biridir. Kitaplarında Dersim Zaza Kültürü araştırmalarına ve Dersim öykülerine ağırlık verdi. Bugüne kadar sekiz kitap yayınladı. “Munzur’a Akar Yüreğim”, “Yüreğim Dersim’de Kaldı” adlı kitaplarıyla tanındı. Hıdır Dulkadir ağır bir iş kazası geçirdi. Hafızasını kaybetti. Yaza yaza hafızasını yeniden kazandı. Hayatında çok zorluklar çekti. Hiçbir zorluktan yılmadı. Çok çalıştı. Çalışarak hayatını yeniden kurdu. Onun hayatı direnmenin ve yaşama gücünü canlı tutmanın bir örneğidir.
Daha yakından tanımak için Hıdır Dulkadir ile yaptığım söyleşiyi aynen yayınlıyorum.
Bochum, 24.5.2021, Kemal Yalçın
HIDIR DULKADİR İLE SÖYLEŞİ
Kemal Yalçın: Yazarlık serüveni nasıl başladı? Neden ve ne zaman yazmaya başladın?
Hıdır Dulkadir: 1968 yılında ilkokulu köyümde bitirip, Tunceli Merkez Kalan Ortaokula başladım. Köyümüz Körtan Dersim’den 23 km uzaklıktaydı. Araba yok, yol yoktu. Kar, kış, yağmur çamur, yaban hayvanların saldırısından korkuyordum. Şose yola kadar 1 saat yürüdükten sonra, Erzurum, Erzincan’dan gelen kamyon, minibüs, otobüs bekliyordum. Beklediğim şose yolda beni alırlarsa ne âlâ, almadılarsa kente kadar 2 saat yürümek zorundaydım.
Okumaya hiç hevesim yoktu. Abim İbrahim 1965 yılında Kalan Lisesi’ni bitirmiş, Ağrı’nın Diyadin kazası Elaldı Köyü’ne tayini çıkmıştı. Abim okumam için çok gayret etti. Kalan Ortaokulu’na kaydımı yaptı. Yeteri kadar harçlık yok, mevsimlerden kış ve soğuktu. Gaz lambası ile idare ediyordum. Bir binanın bodrum katında bina sahibinin oğlu ile kalıyordum. Zaman zaman lisede mütalaa derslerine gitsem de başarılı değildim.
Bin bir zorlukla o kışı geride bıraktım. Bahar geldi, durumum değişmedi. 19 Mayıs’tan sonra ver elini İstanbul. 6 ay pazarlarda ve Tahtakale’de küfecilik, hamallık yaptım.
Aklım başıma gelmiş olacak ki yeniden KALAN Ortaokulu’na kaydımı yaptım. Gençlik hareketinin yükseldiği yıllardı. 1968 Kuşağı hareketlerinden etkilenmiş olacağım ki; Yaşar Kemal’in İnce Mehmed’ini okudum. Okudukça açıldım. Açıldıkça okudum.
Ortaokul yıllarımda aşk şiirleri yazmaya başladım. Şu an hangi şiirlerdi hatırlamıyorum, ama şiirlerimin okul duvarındaki okul gazetesi köşesinde asıldığını iyi hatırlıyorum. Peyderpey Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Ahmet Arif, Nazım Hikmet vs. yazar ve şairlerden sonra 1970 yıllarında Karl Marks, Lenin, Stalin, Mao Zedung’u okudum. 1979 yılında yurtdışına çıkınca, okul harçlığımdan temin ettiğim 50-60’a yakın kitabım vardı. 1980 Darbesi olunca herkes gibi abim onları torbaya koyup Pusag Deresi’ne gömmüş. Ve köyde yüzlerce kitap sel sularında kaybolmuştu. Yurt dışına çıksam da okuma hızım kesilmedi.
2000 yılında kalemi elime alıp geçmişimi karaladım. Yazmak için değil, iş kazasından dolayı unuttuklarımı geri getirmek için denemeler yazdım. Deniz arkadaş bu denemelerimi okuyunca “Oberhausun’da Bezek Edebiyat kursları var oraya git yaz” dedi. Bir yıl Bezek Edebiyat kurslarına gittim. Deneme ve anılarımı yazmaya başladım. ‘’Bravo, çok güzel!’’ sözlerle okşandıkça yazma hevesim tuttu.
2001 yıllarında Duisburg Fakir Baykurt Edebiyat Kahvesi grubuna giriş yaptım. Denemelerim hikâyelere dönüştü. En çok memleketimin hikâyelerini, kutsal mekânları, köyümün tarihi beni yazmaya daha da zorladı. Köyümü yazmaya Mahmut Makal’ın ‘”Onuncu Köy” adlı kitabı sebep oldu. 10 yıl eleştirile eleştirile nihayet 2009 yılında ilk hikâye kitabım “Munzur’a Akar Yüreğim” TİJ Yayıncılıktan çıktı.
Bugüne kadar yazdığını kitapların adları ve yayın yılları nelerdir?
“Birikimlerim vardı. Ezilen bir halkın çocuğuydum. Çile çeken topraklarda yaşıyordum. Önüme bir hedef koydum: “Her yıl bir kitap yayınlayacağım!” dedim. Amacımı gerçekleştirmek için aşağıdaki kitaplarımı yayınladım:
1-MUNZUR’A AKAR YÜREĞİM (Hikayeler)-Aralık 2009 TİJ Yayıncılık-İSTANBUL .
2-PEPUGE DES U DI KOWU- Dersim Sözlü Halk Edebiyatından Örnekler. İki dil de Türkçe-Kırmancki 80-100 yüzyıllık Dersim Ağıtları KALAN Yayıncılık Temmuz-2011 ANKARA.
3-KUTSAL MEKÂNLAR VE EFSANELERİMİZ -KALAN Yayıncılık Mayıs 2012
4-YÜREĞİM DERSİM’DE KALDI. (Hikâyeler) KALAN Yayıncılık Şubat 2013-ANKKARA
5-VAROLDUĞUM TOPRAKLAR DERSİM. Tarih, Araştırma, Söyleşi, Anı KALAN Yayıncılık-Mayıs 2014 ANKARA
6-MUNZUR’ AKAR YÜREĞİM. (Hikayeler) 2. Baskı OZAN Yayıncılık-2015
7-DERSİM FIKRALARI. Babıali kitaplığı OZAN Yayıncılık 2016-İstanbul
8-DERSİM’İN KUTSAL MEKANLARI. 2. baskı OZAN Yayıncılık-2018 İstanbul )
9-SÖZ UÇAR YAZI KALIR. Türkçe-Almanca Ortak hikayeler. Diyalog
10- EVİNDE YABANCI. TRT-TSR Dinleyici Öyküleri. Ortak hikâyeler. Hikâyem Ödüle layık görüldü.
Kitaplarınızın hazırlık ve yazma süreci kaç yıl sürdü?
Yaşadığım hikâyeler, anılar, derleme, deneme, söyleşi, anlatım, efsane ve fıkralardır. 8-10 yıl sürdü. En uzun araştırmam 13. yüzyıldan başlayan köyümün kuruluşundan 1993 yıkılışına kadar süren (Gerillalar 2 öğretmeni vurdu. Okul ve Sağlık ocağını yaktılar) VAROLDUĞUM TOPRAKLAR DERSİM eserimdir. Eserde ben 13, çocukların 14 soy çıktı.)
Nasıl yazıyorsun?
Tek başına yazıyorum. Anadilim Kırmancki (Zazaca)’de eşim bana yardımcı oluyor. Unuttuklarım, aklıma gelmeyen kelime, isimleri bana hatırlatıyor. Yazma ve okuma saatlerim hep sabah saatleridir.)
12 Eylül 1980 döneminin senin yazarlık hayatındaki yeri, etkisi nedir?
Temmuz 1979 yılında yurt dışına çıktım. 12 Eylül 1980 Faşist Cunta darbe yaptı. Ben arandığım için 8 yıl yurda giriş yapamadım. Avukat aracılığıyla mahkemem sonuçlanınca ancak yurda giriş yaptım. 1989 yılında yeniden arandım. Yeniden avukat ve mahkeme sonucu gidip gelebildim.
Türkiye’de kitap yazabiliyor musunuz?
Bütün kitaplarım 1.ve 2. Baskılar Türkiye’de oldu. İki dil de MASALLAR eserim ve DOĞUP BÜYÜDÜĞÜM TOPRAKLAR DERSİM 2. Baskı koronadan dolayı iki dosyam hazır bekliyor. Türkiye’de kitap yazmıyorum. Fakat besinimi, enerjimi o topraklardan alıyorum. Kutsal mekânlar için Dersimin 7 ilçesini, köylerini, dağları dolaşıp araştırarak yazdım.
Almanya’ya ne zaman geldiniz? Almanya hayatınızı ve yazarlığınızı nasıl etkiledi?
17 Temmuz 1979 yılında Almanya’ya giriş yaptım. 1980 yılında işçi oldum. Fakir Baykurt Hoca ile kısa bir süre aynı sınıfta Almanca kursunda kaldım. Edebiyat kursları 1992 yılında Volkshochschule’de başladı. Kurslardan haberim vardı. İş sebebi, vardiya, dernek vs. nedenlerden ötürü gidemedim. Edebiyata 2001 yıllarında başladım. Soluksuz bugünlere geldim. 70 yaşıma tırmandım. Tam da şimdi ANI zamanı. Başarırsam ne mutlu bana.
Göçün 60. Yılında nasıl bir Almanya hayal ediyorsunuz?
Bizim köyden çok eski yıllardan çıkmış Albay Abbas Yavuz vardı. Ben tanımıyorum. O İstanbul Unkapanı’nda bizim köylülerin kaldığı kahveye geliyor. “Gelin sizi muayenesiz Almanya’ya göndereyim. Gidin çalışın. Avrupa, Almanya’yı görün. Burada yıllardır hamallık yapıyorsunuz. Bakın elinizde avucunuzda bir şey yok,” diyor. Köylülerim “Hayır!” diyorlar. Çevre köylerden Almanya’dan izine gelenleri görünce, pişman oluyorlar. Bu defa onlar Albay Yavuz’a söylüyorlar. “Bizi Almanya’ya gönder!” Fakat iş işten geçmiş. Gelenler kravatlı, omuzlarında teyp ve bin bir pozdalar.
Türkiye’de Demokrasi, insan hakları olsaydı, bende geri gider (temelli değil) son yıllarımı köyümde geçirirdim. 42 yıldır Almanya’dayım. Çocuklarım, torunlarım burada doğdu. Onlarsız yapamam. İzin için olur. Fakat bugünden sonra temelli dönüş yapmam imkânsız. Türkiye’nin ne olacağı belli değil. Hele hele üç K’liysen, KKK (Kürt, Kızılbaş, Komünist) selam ve sevgiler.
Sevgili Hıdır, bu söyleşi için sana çok teşekkür ederim.
Kemal Hoca, ben de sana çok teşekkür ederim.
18.1.2021, Duisburg, Hıdır Dulkadir, Kemal Yalçın