2021 Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün 60. Yılı. 60 yılda Anadolu’nun evlatları Almanya’da büyük başarılara imza attılar. Korona aşısını bulan Türkiye kökenli iki bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci insanlığın umudu, Almanya ve Türkiye’nin onuru oldular. Onların başarıları Almanya’daki göçmenlere, Türklere, Anadolu’nun Evlatlarına da özel bir mutluluk, kendine güven ve başarabilme heyecanı verdi.
Der Spiegel dergisi 2021 yılının ilk sayısında kapağını, 2020 yılına damgasını vuran BioNTech yöneticileri Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin’e ayırdı.
Almanya Başbakanı Merkel, koronavirüs aşısını geliştiren Özlem Türeci ve Uğur Şahin’i tebrik etti. Merkel, Almanya’nın böyle araştırmacılara sahip olmasından gurur duyduklarını söyledi. Merkel, bu başarının temelinde aynı zamanda bilime duydukları inancın ve verdikleri desteğin de bulunduğunu ifade etti. Gerekten de Federal Almanya Cumhuriyeti bu aşının geliştirilmesi için Biontech şirketini 375 milyon Euro ile desteklemiştir.
Prof. Şahin ve Dr. Türeci Federal Hükümete çalışmalarına verdikleri destekten dolayı teşekkür etti. Prof. Dr. Uğur Şahin, kendilerine uzun yıllardır sağlanan destek olmaksızın, bu denli kısa sürede aşıyı geliştirmelerinin mümkün olamayacağını vurguladı.
Financial Times, koronavirüse karşı geliştirilen aşının mimarları Uğur Şahin ve Özlem Türeci’yi “Yılın Kişisi” seçti.
Alman biyoteknoloji şirketi BioNTech‘in kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Uğur Şahin, koronavirüse karşı geliştirdikleri aşının üretim kapasitesinin artırılması için yoğun bir çaba içinde olduklarını dile getirdi.
“Işık Hızı” adlı proje
Dr. Türeci ve Prof. Şahin, Almanya Mainz merkezli biyoteknoloji şirketi BioNTech’i 2008’de kurdular. BioNTech koronavirüse karşı aşı geliştirmek için 2020 Ocak ayı başında “Işık Hızı” adlı projeyi başlattı. Aşı geliştirme süreci, normal koşullar altında sekiz ila on yıla yayılabilirken, zamana karşı yarışılan salgın döneminde BioNTech ve Amerikan Pfizer ortaklığının aşıyı geliştirmesi bir seneden kısa sürdü. Geliştirilen aşının yüzde 95’in üzerinde koruyuculuk sağladığı belirtildi.
Nasıl başardılar?
Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci hayal edemeyeceğiniz kadar çok çalıştılar ve başardılar. Dr. Özlem Türeci bir röportajında düğün gününde bile laboratuvar çalışmalarına zaman ayırdıklarını söyledi. Bilimsel başarılar ancak aşkla, tutkuyla, bilim yöntemiyle çalışılarak elde ediliyor. Ayrıca Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci sadece Türklerle, Almanlarla değil, 60 kadar ayrı ulustan en başarılı bilim insanlarıyla, araştırmacılarla, işini seven işçilerle çalışarak bu başarıya ulaştılar. Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci farklılıkların zenginlik olduğu, aklın akıldan üstün olduğu, bilimsel yaratıcılığın ancak özgür, güvenli, sağlıklı bir çalışma ortamında gerçekleşebileceği anlayışıyla hareket ettiler. BioNTech’te 60’tan fazla ülkeden 1300’den fazla kişi çalışıyor ve bunların yarısından fazlası kadın. Farklı dinden, farklı dilden, farklı görüşlerden insanlar tek bir hedefe kilitlenerek bilme, yaratma ve yeni bir aşı keşfetme heyecanıyla çalıştılar. Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci’nin çalışma ve araştırma yöntemleri bilimsel yaratıcılığa güzel bir örnektir.
Prof. Dr. Uğur Şahin ve Dr. Özlem Türeci’nin açıklamaları
Prof. Şahin, Der Spiegel dergisinde koron aşısının dağıtımı, kullanımı konusunda şunları söylüyor:
“Almanya yeterince aşı alacak. Baştan beri kendimizi küresel bir şirket olarak gördüğümüzü ve aşımızı dünya çapında kullanıma sunduğumuzu vurguladık. Şu anda yaklaşık 50 ülkede onaylandı ve bunları tedarik etmek zorundayız ve istiyoruz. Gelişmekte olan bir ülkeye 500.000 kutu gönderilmişse, gerçekten oraya gitmeleri gerekir. Yaşlıların ve sağlık personelinin olabildiğince çok ülkede aşılanması önemlidir. İnanıyorum ki biz Almanya’da önümüzdeki aylarda en kırılgan grupları, özellikle en yaşlıları iyi bir şekilde ele alabileceğiz.”
Korona aşını iki Türkün bulması Almanya’daki ırkçılara güzel bir cevap oldu. 60 yıldan beri Almanya’da yaşayan Türklerin, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarının Almanya için bir zenginlik olduğunu gösteriyor. Der Spiegel muhabiri de bu konuda bir soru yöneltmiş.
“SPIEGEL: Kaçınılması daha zor bulduğunuz bir tartışma, Türk kökenlerinizle ilgili. Bazıları sizi göçmenler için rol model olarak kutluyor, diğerleri bu tür kimlik yönlerinin bir rol oynamaması gerektiğini söylüyor. Kendiniz hakkında ne hissediyorsunuz?” diye soruyor.
Prof. Şahin bu soruyu net bir biçimde cevaplıyor:
“Şirketimizde 60’tan fazla ülkeden personel istihdam ediyoruz. Bir göç geçmişi bizim için tamamen normaldir, hiç önemli değil. Öte yandan, başarımızın özellikle Türkler için ilham verici olduğunu anlıyorum. Bu bakımdan, onu mantıklı bir şekilde kullanma ve kendimiz hakkında insanlara normalde olduğundan biraz daha fazla açıklama yapma sorumluluğumuz var,” diyor.
Dr. Türeci de bu konuda “Kimlik olumsuz bir şey değildir, yalnızca kimliğin siyasallaşması zararlıdır. Bundan kesinlikle kaçınmak istiyoruz,” diyerek düşüncelerini açıklıyor.
Mütevazi yaşam tarzına devam
Üniversitedeki meslektaşları Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin’in yaşam tarzlarını “mütevazı” olarak tanımlıyorlar. Profesör Şahin’in halen öğretmenlik yaptığı Mainz Üniversitesi’nde onkoloji profesörü olan Matthias Theobald, “Çok mütevazı ve alçakgönüllü bir insan. Görünüş onun için çok az şey ifade ediyor” diyor ve ekliyor. “Elbette başarılarıyla gurur duyuyorlar. Bilimsel açıdan ünlüler ama çok alçakgönüllüler, her zaman öyleydi.”
Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin bugün milyarlarla ölçülen bir şirketin sahibi olmalarına, daha önce kurdukları şirketi milyonlarca dolara satmış olmalarına rağmen, onlar mütevazi birer bilim insanı olarak yaşamaya devam ediyorlar. Kazandıkları paraları kanser araştırmalarına, insanlığın “çaresiz hastalıklarına” karşı çare olmak, yeni ilaçlar bulmak için harcıyorlar.
Nereden nereye?
Prof. Dr. Uğur Şahin, 19.9.1965’te, İskenderun’da Alevi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Hatay’da eski İskenderun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sami Uygur, mahalleden eski komşusu Prof. Dr. Uğur Şahin’in dünyayı sallayan bir isim olduğunu öğrenince gurur duyduklarını söyledi. Şahin’in, Kurtuluş Mahallesi Şehit Oğuz Yener Caddesi’nde otururlarken komşusu olduğunu belirten Uygur, ailesini yakından tanıdığını anlattı. Uygur, korona aşısını bulan Türk Prof. Dr. Uğur Şahin ile ilgili basında alakasız fotoğraflar paylaşıldığını belirtti. Uygur, İskenderun sahilinde 2 Temmuz 1967 günü Uğur Şahin’in henüz 2 yaşındayken annesi Kadriye Şahin ile çekildiği siyah-beyaz fotoğrafını paylaştı.
1969 yılında annesiyle birlikte Köln Ford Fabrikası’nda çalışan babasının yanına geldi. İlkokulu ve liseyi Köln’de bitirdi. İlkokul yıllarında okul sorunlarının çözümünde Alman komşuları çok yardımcı olmuşlardı. Köln Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1992’de bitirdi. 2000-2001 yılları arasında Zürih Üniversite Hastanesi’ndeki laboratuvarda 1996 Nobel Tıp Ödülü sahibi Rolf M. Zinkernagel ve Hans Hengartner ile birlikte çeşitli araştırmalarda yer aldı.
2006 yılında Mainz Üniversitesi’nde profesörlük unvanını aldı. 2006 ve 2010 yıllarında Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı tarafından “GO-Bio Ödülü”ne ve 2019 yılında Almanya Kanser Derneği tarafından her yıl verilen ve Almanca konuşulan ülkelerde klinik, çeviri ve deneysel kanser araştırmaları alanındaki olağanüstü başarıları onurlandırmak için verilen “Alman Kanser Ödülü”ne layık görüldü.
Prof. Şahin üniversite eğitimi sırasında, İstanbul’dan Almanya’ya göç eden bir doktorun kızı olan Özlem Türeci ile tanıştı ve Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi Tıp Merkezinde çalışan Türeci ile 2002 yılında evlendi.
Bir söyleşi yapmak için bir ay önce Prof. Dr. Şahin’e başvurdum. Yoğun bir çalışma içinde olduğundan şimdilik konuşamadım. Umarım önümüzdeki uygun bir zamanda bu söyleşi gerçekleşir ve siz okurlarıma daha geniş bilgiler sunabilirim.
Bochum, 2 Ocak 2021, Kemal Yalçın